“Millet İttifakı kazansa bile, parlamenter sisteme geri dönmenin artık imkânı kalmamıştır. … O yüzden millet ittifakı kazanırsa aynı gün güya parlamenter sisteme geçilecekmiş algısının yanlış olduğunu ifade etmek istiyorum. Bir defa altı yüz vekilin içerisinde dört yüz vekil olursa, değişiklik, sistem değişikliği, halka sunulmadan meclisteki çoğunlukla karşılanabilir. Düşünebiliyor musunuz Ak Parti yok olacak MHP yok olacak da Millet Partisinin Millet İttifakının paydaşları dört yüz vekil alacak. Böyle bir teori, böyle bir anket böyle bir ihtimal var mı? Seçimleri kazansanız bile geriye dönme imkânı olmayan sistem değişikliğini ancak ülkemizin önünde bir gündem kırıcı olarak, bir gündem kısıtı olarak değerlendiriyoruz.”
Sayın Turan,
Önce sorunuza cevap verelim:
Biz o dediğinizi düşünebiliyoruz ve hatta biliyoruz. Anketler de yakında gösterecek.
Ama siz “iktidarla parti olunmayacağını” ancak “partiyle iktidar olunacağını” yani “iktidardan düşünce dağılacak partinin parti bile olmayacağını” biliyor musunuz?
Özal’dan sonra ANAP’ın ne hale geldiğini biliyor musunuz?
İktidar nimeti bitmeden birbiriyle açıktan kavgaya tutuşan kliklerinizin o ulufeler bittiğinde hangi arşivleri ortaya dökeceğini ve yargı aletiyle kimin kafasını yiyeceğini düşünebiliyor musunuz?
İkincisi, hiç endişe etmeyin, “makul siyaset”, memleketi, içine soktuğunuz bu denetimsiz ve hesapsız şişik balonlu “şahıs rejimi”nden, referanduma bile gerek kalmadan kurtarır. Belli ki bu ihtimali siz de artık yakın görüyor ve korkuyorsunuz.
Sayın Turan,
Geri dönüşün mümkün olmadığı yolundaki iddianızın gerekçesi ise iddianızdan daha vahim. Şöyle demişsiniz:
“İnsanlar, tüm dünya milletleri, tüm ülkeler, demokratik gelişim içerisinde değerlendirildiğinde, aldığı bir hakkı geri verme örneği yok. Örneğin tek partili sistemden çok partiye geçtiğimizde, ‘öyle bir çalışma yapalım ki tekrar çok partiliden tek partiye geçelim’ imkânı olmadığı gibi; parlamenter sistemden de halkın direkt oy verme anlamına gelen başkanlık sisteminden geri dönüp eski sisteme geçme imkânı, ihtimali, dünyada olmayan bir örnek.”
Sayın Turan,
Bu ucube sisteme milleti zorla ve hileyle sürüklediğinizde AKP iktidardı. Erdoğan halk tarafından seçilmiş cumhurbaşkanıydı. Hangi devrimsel değişiklikten söz ediyorsunuz?
Zaten getirdiğiniz bu ucube çok partili sistemden fiilî tek partili sisteme geçiş niteliğinde. Bunu saraya giremediğiniz günlerde siz de yakından görüyor ve biliyorsunuz.
Hem Erdoğan’dan sonra, o koltuğun, yeni saray ahalisince başka hangi şekillerde kötüye kullanılabileceğinden dostlarınız çok korkuyor, siz korkmuyor musunuz?
“Halkın direkt oy vermesi anlamına” geldiğini iddia ettiğiniz başkanlık sistemi ile parlamenter sistem arasında millî iradenin tecellisi anlamında bir ilerilik ve gerilik olduğu yolundaki fikrinizi hangi “devlet teorileri” kitabından aldığınızı bilmek isteriz.
Söyleyeceğiniz kitap mümkünse Kartal, Doğan ya da Şahin İmam Hatipli, AKP’li ve Hukuk Tarihinden zıplama Anayasa Hukuku “Hoca”larınca son on yılda yazılmamış olsun.
Doğu Akdeniz Hukuk’un Hocalarının yazdığına biz kefiliz. Okusanız yeter.