Yeni Asya cemaati şahs-ı manevisi bu istikametini muhafaza ediyor fakat Risale-i Nur’dan istifade eden, Münazarat okuyan birçok kimse, Üstadın Abdülhamid istibdadına karşı şeriatın ruhundan dediği meşrutiyet mücadelesini idrak etmiyorlar. Ya da göz ardı ederek kendilerince sebeplerle Abdülhamid Han’ın zayıf istibdadını öne sürerek iktidar partisinin arkasında olduklarını deklare ediyorlar. İstemeye istemeye istibdadı destekliyorlar.

Nur Talebeleri merkezi terk etmeyip Uhud okçuları gibi yerinde sabit kalarak ihlâsla Demokratları destekleseydiler, demokratlar bu hale gelir miydi? Konjonktürel rüzgârlar savuruyor maalesef. Üstadın karşı olduğu istibdadı ve rey-i vahidçi zihniyeti temsil eden AKMHP’yi ehven-i şer diye hala savunuyorlar. Ehven-i şer çatısı altında kol yerine parmak kesilmesine cevaz verdiklerini söylüyorlar. Fakat kolumuz kesildi. Demokratlara dayanak noktası olmamız lazım.

Programına Abdülhamid Han’ın siyasetini, Necip Fazıl ile düstur edinmiş ve menfi milliyetçi gruplarla ittifak etmiş bir partiden demokrat olur mu? Onlar demokratları ancak yok sayabilir.

Risale-i Nur’dan istifade eden bazılarının bu denli bir hata ile körü körüne iktidara bağlanması kafaları karıştırıyor. Ya “Siyasetten uzağım, fikrim yok” diyeceksin ya da demokrasi adına demokratlara tekrar dayanak noktası olacaksın.

Nur talebeleri hangi istikamette hareket ederse ulema da o istikamette hareket eder, der Bedüzzamanın Hazretleri. Kısaca halk gibi, “Demokratlar hele bir kuvvetlensin ya da iktidara gelsin o zaman destek veririm.” diyorsak. Daha demokratları çok beklersiniz.

Bediüzzaman Hazretleri: “...Garplılaşmak bahanesiyle siyaseti dinsizliğe alet yapmalarına mukabil, bir kısım dindar ehl-i siyaset, dini siyaset-i İslâmiyeye alet etmeye çalışmışlardı. İslâmiyet güneşi yerdeki ışıklara alet ve tâbi olamaz. Ve alet yapmak, İslâmiyetin kıymetini tenzil etmektir, büyük bir cinayettir.” diyor, Hutbe-yi Şamiye adlı eserinde.

Ey Nur Talebeleri! Demokratları uyandırıp şahlandıracak sizlersiniz, başkası değil. Ulema ve halk size bakıyor ve örnek alıyor, vesselam.