Bir virüsün zorlaması değil oyunu, bütün dengeleri bozdu.

İşin garaip tarafı; toplum hayatında insanî ilişkiler de bozuldu.

Ortalıkta bir salgın var; bir musîbet, kapıda.

Gerçekten de zor bir durum!

Devlet, tedbir adına ne varsa, onu hayata geçirme gayretinde; ta ki bu tehlikenin önü alınsın ve sağlıklı kalınsın.

Alınan birçok tedbirin en çok ses getireni, “65 yaş üstü olanlar” meselesi.

Tabiatıyla yaşlı insan birçok yönden, özellikle bünye olarak zayıf olur. Bu itibarla, her zaman, dışarıdan gelecek mikroplara maruz kalma riski var.

Zaten tıp otoritelerinin tavsiyesiyle devlet, vatandaşının genel sağlığını korumak; salgın hastalığı durdurmak için bir süreliğine, yaşlılara çarşı pazar, parka bahçe ve ortalıkta dolaşmayı men etti.

İşin buraya kadar olan kısmı, gayet normal…

Anormal olan ise yaşlıların yaptıkları ve onlara yapılanlar.

Sağda solda dolaşıp yasaklara uymamayı sayıları az da olsa bazı yaşlıların sergiledikleri davranış biçimleri; vazifeli memurlara, tedariki için verdikleri sipariş çeşitleri ileri, yaşın ciddiyetine yakışmayacak cinsten.

Kendisine yardımcı olmak için görevlendirilen kişiyi telefonla arıyor; verdiği ekmek, peynir vs. siparişine bir de müskirat ekliyor!

Akla gelen ilk ihtimal; bu adamın ya mecnun ya da alkol bağımlısı olabileceği.

Aksi hâlde, gırgırdır.

Çirkin!

Bir de madalyonun öteki yüzüne bakalım:

Sokaktaki yaşlıya edepsizce davranan edep, adap bilmez sözde gençler, sahne almış durumda. Bir kısım gençlerin, normal zamanlarda da sergilediği saygısızlık biçimi, şu günlerde nüksetti.

Nasıl olsa, hazır gerekçe de var ya...

Yaşlı insan eksik yapar, yanlış yapar, hata yapar, geç intikal edebilir; bu onun fikrinin, fiziğinin yıpranması demektir.

Bu zafiyetten istifade ederek, bir gencin, büyüğüne edep dışı söz ve davranışları, yaptığı edepsizliği de cep telefonu ile kaydetmesi ve bunu paylaşması insanlığa sığar mı?

Birçok garip davranışlar ve alaya alınıp dalga geçilen hatta azarlanan yaşlılara ait görüntüler ne yazık ki, sosyal medyada gırla…

Ayıptır, yazıktır, günahtır!

Şunu hiç unutmamak lâzım:

Yapana, bir gün olur yaptıkları, yapılır.

Herkesin kabul etmek zorunda olduğu bir gerçek; şu günler, fevkalâde zor günler. Yaşlı-genç, istisnasız her insan hem korunacak, hem de koruyacak. Çünkü bu felâket, yiğitliğe gelmiyor.

Bile, bile; dünyanın hâlini göre göre tehlikeyle dalga geçip, işi komediye dönüştürmek aklıselim insanlara yakışmaz.

Herkes, ama herkes hem hakkını, hem haddini bilmeli; hem kendi sağlığı, hem de başkalarının sağlığı için alınan tedbir ve kurallara uymalı. 

Vesselâm!