Ülkemiz, çelişkilerin iç içe yaşandığı güzel bir memleket. Haberlere göre içinde bulunduğumuz 2025 yılı “Aile Yılı” olarak ilân edilmiş. Bir şeye isim vermekle meseleler çözüme kavuşmuş olsaydı mesele yoktu. Ancak isim verip yıl ilân etmekteki maharetimizi; bu vaadleri yerine getirme noktasında gösterebilmiş değiliz.
İsim vermekle meselelerin hallolmadığını gösteren yüzlerce misal var. Meselâ, neredeyse her şehre ‘adalet sarayları’ yapıldı, ama büyük çoğunluk adaletsizlikten yana şikâyetçi. Eğitimde bir proje başlatılmıştı ve adına “Fırsatları Arttırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH)” denmişti. Ne güzel değil mi? Kasım 2010’da başlatılan projede hedefe ulaşıldı mı? Tabiî ki bazı adımlar atıldı, ama planlanan hedefe ulaşıldığını söylemek kolay değil.
Hatırlanacağı üzere 2024 yılı da “Emekliler Yılı” olarak ilân edilmişti. Yıl bitti, emekliler nezdinde 2024 iyi mi geçmiş oldu? “Emeklilerimizi baş tacımız olarak görüyoruz” denildi, ama maaşlara yapılan düşük nispetli zamlar kimseyi memnun etmedi. Sene başında “2024 yılını Emekliler Yılı olarak değerlendirerek, emeklilerimizin sağlıktan ulaşıma, sosyal imkânlardan kültürel faaliyetlere kadar geniş bir yelpazede sosyal haklarını genişletecek adımlar atıyoruz” denilmişti. Bunların yapılıp yapılmadığının kararını ‘emekliler’ versin...
Geldik 2025’e ve kulağa hoş gelen bir karar alındı: 2025 yılı ‘Aile Yılı’ ilân edildi. Cemiyetin temel direği olan aileyi korumayı hedef alan bir adıma itiraz etmek mümkün olabilir mi? Keşke aile, çocuklar ve gençlere el atan başka çalışmalar da yapılsa. Fakat bu çalışmalar bir yıla ‘ad’ vermekle bitmiyor ki! İçinde bulunduğumuz 2025, ‘aile yılı’ ilân edilmesi elbette iyidir. Ancak bu yıl da 2024’ün ‘Emekliler Yılı” ilân edilmiş olması gibi neticesiz kalacaksa bunun bir anlamı olur mu?
Türkiye’yi idare edenler “Aile Yılı”nda neler yapılacağını mutlaka sıralayacaklardır. Mesele bu vaatlerin yerine getirilip getirilmeyeceğinde düğümlenir. Aile yılı ilân edilmiş olsun ya da olmasın; mevcut haldeki TV programları karşısında idarecilerin sessiz kalması ‘aileyi dinamitlemek’ten başka bir anlama gelir mi?
Eğer 2025’i “Aile Yılı” ilân ederler bu adımlarında samimi ve kararlı iseler en başta TV’lerde devam eden ‘çirkin programlar’a bir çeki düzen vermelidirler. Hatırlatmaktan dahi hicap duyduğumuz bu yayınlar devam ettiği sürece ne aile, ne çocuklar ne de gençler korunmuş olmaz. Dolayısı ile ilk adım olarak aileyi dinamitlemek anlamına gelen bu müptezel programlara mani olmak şarttır.
Aile hayatını yaşanmaz hale getiren sebeplerden biri de maalesef ekonomik sıkıntılardır. Dolayısı ile aileyi korumak isteyenler bu meselelere de çare bulmak durumundadırlar.
Tek başına ‘Aile Yılı’ ilân etmekle meselenin halledilmediğini bilelim ve samimi olarak aileyi koruyacak adımlar atalım...