Risale-i Nur kitaplarını yazan talebelerinden ücreti karşılığında satın alan Bediüzzaman Said Nursî, böyle yapmasının amacını ve hikmetini Emirdağ Lâhikası'nda açıklamaktadır.
"Bilirsiniz ki, kendim sadâka ve yardımları kabul etmediğim gibi, öyle yardımlara da vesile olamadığımdan, kendi elbisemi ve lüzumlu eşyamı satıp o parayla kendi kitaplarımı, yazan kardeşlerimden satın alıyordum. Tâ Risale-i Nur'un ihlâsına dünya menfaatleri girmesin, bir zarar vermesin ve başka kardeşler de ibret alıp hiçbir şeye âlet edilmesin.” diyerek, akla gelebilecek bütün şüpheleri izale etmekte ve iman hizmetinin safiyetini göstermektedir. Risale-i Nur Talebeliği unvanıyla veya iman hizmetinde bulunmak vesilesiyle dünya işlerini görmek veya gördürmek büyük bir hatadır. Hayat-ı bakiyeden başka hiçbir şeye alet olamayan Risale-i Nur’u dünya hayatının bazı gayelerine basamak yapmaya çalışmak mesuliyetli bir zarardır. Bu sebeple dünya menfaatlerinin ihlâsımıza zarar vermesini önleyecek her türlü tedbir yerine getirilmeli ve bu “ibret” dersleri hayatımıza aksettirilmelidir. Risale-i Nur hizmetinde bulunmanın getirdiği manevî kazançlar dünyayı elde etmeye çalışmakla kaybedilmemelidir.