"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İmam-hatip meselesi

Kâzım GÜLEÇYÜZ
25 Eylül 2021, Cumartesi
Laikçi zihniyetin dinden tamamen tecrit ettiği eğitim sisteminde ortaya çıkan manevî boşluk 50 öncesinde CHP seçmenini ve teşkilâtlarını bile rahatsız eder hale gelince, o devrin son deminde iktidarda olan hükümet din adamı yetiştirmek için imam-hatip kursları açmak mecburiyetinde kalmıştı.

Bu sınırlı açılım, bilâhare 14 Mayıs 1950 seçiminde milletin reyleriyle iktidara gelen DP hükümeti tarafından geliştirildi ve imam-hatip okulları olarak devam ettirildi. Ardından AP hükümetleri de aynı çizgide yürüdü.

Öyle ki, rahmetli Demirel bir dönem “en çok imam hatip açan Başbakan” olarak, laikçi kesimlerin yoğun hücumlarına maruz kaldı.

Ama bu okulları devrim kanunlarından biri olan Tevhid-i Tedrisata aykırı sayan laikçi cenahın bu şiddetli itirazları karşısında Demirel hiç geri adım atmadı; hattâ Köprü’ye verdiği beyanatta “Tevhid-i Tedrisat Kanunu semavî kitap değil ki. Ona ters düşüyor diye din eğitiminden mi vazgeçilecek? Kur’an kursları ve din eğitimi bu kanuna ters düşüyorsa yanlış olan din eğitimi değil, Tevhid-i Tedrisat Kanunudur” diyerek itirazcılara meydan okudu. 

(İslam Demokrasi Laiklik, s. 102-3)

Halk da imam-hatiplere sahip çıktı. Birçok yerde binalarını kendisi yaptı ve devletten öğretmen istedi. Ve imam-hatiplilik, çıkış döneminde de, bir yere kadar sonrasında da özel bir kimlik ve kaliteyi ifade ve temsil etti. 

Derken, imam-hatip kökenli Başbakan ve Cumhurbaşkanının döneminde imam-hatiplere yönelik geçmişten kalma engellerin tamamı kalktı, okul ve öğrenci sayısı çok arttı, ama maalesef nitelik zayıflamaya başladı.

Eğitim sisteminin genelini olumsuz etkileyen resmî ideoloji dayatması, içerik boşalması ve kalite düşüklüğü, ne yazık ki imam-hatiplere de sirayet etti. Yola çıkarkenki idealizm zedelendi. Dahası, ümmetin genel kabulüne mazhar ana çizgiden sapma işaretleri belirdi. 

Bu tablonun oluşmasında dindarları dünyevîleştiren siyasetlerin de çok büyük etkisi oldu.

Gözlenen sorunları genellemekten elbette ki kaçınmak lâzım. Ancak durumun pek iç açıcı olmadığı noktasında herkes hemfikir.

O zaman yapılması gereken, meseleyi günübirlik polemiklere kurban etmek yerine, zemininde iyiniyet ve samimiyetle masaya yatırıp doğru teşhislerle çare aramak olmalı.

Okunma Sayısı: 3063
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İlhan

    25.9.2021 21:40:44

    Asra yakındr kemalizm dini hayatıneislden nesile aktarmada hizmeti olan cemaat,ehli tariki menfi manada yaftalamış,din ve dindar öcü olarak gösterilmiş,iteklenmiş,ötelenmiş,haketmediği iftiralar,kara kampanyalarla cemiyetin nzarında küçültülmeye çalışılmış ve devamda ediyor bu çalışmalr. Bugünkü iktidar şekle göre hareket edip başta din ve dindara en büyük zararı vermiştir. Hatta bu konuda iktidar destekçisi bazı ehli iman dahi 'evlatlarınızı normal okullara gönderin,diyerek tahribatı tescillemişlerdir. Keyfiyete değilde kemiyete ve liyakata değilde tarafgirliğe yol veren tahribat memuru iktidar inşaallah sn kısa sürede milletten tokadını yer ve hak,hukuk ile adalet kazanır.

  • Mustafa

    25.9.2021 15:57:05

    Bir meslek okulu olan imam-hatip okullarının genele bu kadar yayılması iktidarın en büyük hatalarından biridir. İmanlı nesiller böyle yetismiyormus demek ki. Odaklanmanız gereken yegâne konu ahlaklı nesiller yetiştirmek olmalıydı. Hareket noktası da din değil evrensel değerler olmalıydı. Kısaca batırdınız, tebrikler...

  • Çağrı Bey

    25.9.2021 14:24:46

    Ülkemizin son yirmi yılı onların eseri. Kemalistlerin tahribatından daha ağır. İslam'a ve Müslümanlığa en büyük zararı bunlar verdi. Okulun ismi cismi önemli değil. Önemli olan mezun olanların ülkeye yaptıkları pozitif katkı.

  • Demokrat hukukçu

    25.9.2021 09:33:12

    İmam hatiplerde de diğer okullarda da müfredat ve metodoloji değişikliğine gidilerek akla dayalı, imanı ve sevgiyi esas alan, çağdaş bir mantık ve metodoloji ile eğitim vermek gerekiyor. Çok güzel tespitlerde bulunmuşsunuz sayın Güleçyüz. Toplumumuz ve dünyadaki genel bozulmaya paralel olarak imam hatipler de bozuldu. Şekil esaslı bir eğitim sistemi de bu bozulmayı ve fanatik islamcı gidişatı hızlandırdı.İmam hatiplilerimiz neye niçin inandığını bilmeli. İnsanlık ve islam tarihini iyi öğrenmeli ve sevgi ve hakkaniyet temelli yetiştirilip siyasetten uzak tutulmalıdır.

  • Hüseyin Bulat

    25.9.2021 07:50:15

    "Bu tablonun oluşmasında dindarları dünyevîleştiren siyasetlerin de çok büyük etkisi oldu." Para , makam insanları ( dindar muafazakarları) bozdu. "müslüman para ile imtihanını kayıp etti"

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı