Önce, “Ekonomi, hukuk ve demokraside yepyeni bir seferberlik başlatıyoruz” denildi. Ekonomi ve hukukta reform yapılacağı ifade edildi.

Son olarak da “üretime, istihdama, yatırıma ve ihracata odaklanmamız gerektiği” söylendi.

Bütün bunları söylerken de, “Vitesi büyütmek yetmez, arabayı değiştirmek lâzım” denildi.

Son bir haftada, bu söylemleri yeni kurulan bir hükümetin değil de 19 yıldır iktidarda/hükümette olanların söylemesine hayretler içinde kalınmaz da ne olur? Sanki iktidara yeni gelmiş gibi davranıyorlar!

Daha bir yıl önce Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde “Yargı reformu belgesi, ihtiva ettiği birçok amaç ve hedefle hem vatandaşlarımızın sisteme duydukları güveni arttıracak hem de daha öngörülebilir bir yatırım ortamının oluşmasına yardımcı olacaktır” denirken, belgenin amacı “haklar ve hürriyetleri kısıtlayan tüm uygulamalara karşı duyarlı olmak” olarak açıklanmamış mıydı?

Bu sözlere erken seçim hazırlığı diyen de var, gündemi değiştirmek için söylendiğini ifade eden de, “yeni mi uyandınız günaydın” diyen de, bir şey çıkmaz diyen de…

Aslında hukuk reformundan önce zihniyet değişikliğine ihtiyaç var. Çünkü kendi çıkarttıkları mevcut kanunlar bile uygulanmazken “yeni reformlar” yapılsa ne olur? Şunu da söyleyelim ekonomi ve hukukta reform yapılsa çok iyi olur… 

Zihniyet değişmedikçe bu sözleri bir yıl sonra da duyarız daha sonraki yıllarda da…

***

Jet dönüşler

Oysa birkaç hafta öncesine kadar “Adalette ve ekonomide sıkıntı var. Islahata ihtiyaç var” diyenler “ihanet içinde” olmakla itham ediliyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hukuk ve adalette reform başlatıyoruz” deyince o kadar hızlı döndüler ki hızlarına yetişmek ne mümkün.  Şimdiler de ise “Cumhurbaşkanımız haklı. Hukukta ve ekonomide reforma ihtiyaç var” demeye başladılar. 

Gerçi alışığız; sabah dediklerini öğleden sonra inkâr edenlere de rastladık bu ülkede. Bu ülke ne çektiyse doğruya da yanlışa da alkış tutanlardan, bir tavrı ve duruşu olmayanlardan çekmedi mi?

Sizi gidi fırdöndüler sizi… Bu dönüşler başınızı da mı döndürmüyor? Sizi izleyenlerin başı döndü. Aman dikkat edin, bazılarının kullanım süreleri doldu, sizin de bir gün dolacaktır. 

***

Not alalım

Bu noktada MAK Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kulat’ın “Sevgili troll arkadaşlar; boşluğa düşmemeniz için sizinle özel bir bilgi paylaşayım. Güçlendirilmiş parlamenter sistem geliyor. Hem de muhalefet eliyle değil iktidar marifetiyle... Sonra ne mi olacak? Muhtemelen size gerek kalmayacak. Not alın ve demedi demeyin!” twitini de buraya koyalım…

***

Anketlerin gösterdiği

Son açıklamalar konusunda milletin ne düşündüğüne bakıldığında pek de ümitli olmadığını görmek mümkün.

Anketler bir fikir vermesi açısından önemlidir. 

Partiler veya iktidarda olanlar yaptırdıkları anketlerle uyguladıkları politikalarının doğrularını ya da yanlışlarını veya milletteki karşılıklarını görürler.

MAK Danışmanlık şirketinin yaptığı bir ankette, “bugün itibarıyla ülkenin genel durumu hakkında hislerinizi aşağıdaki kelimelerden hangisi en doğru ifade eder?” sorusuna verilen cevaplara bakıldığında milletin “endişeli” olduğu görülüyor. Sorunun analizindeki, “Bu noktada siyaset kurumunun iktidar ve muhalefet cephesinin umut vaad etmeleri önemlidir. Ancak vaat edilenlerin pratikte yapılabilir olması önemlidir. Aksi takdirde realiteden uzak vaatler toplumsal karşılık bulmaz ve bu durum siyasilerde de hayal kırıklığı oluşturur” cümlesi de dikkat çekici. 

Aynı anketteki ülkenin en önemli sorunları arasında hayat pahalılığı, işsizlik, pandemiye bağlı sorunlar, adalet ve sosyal sorunların gelmesi şaşırtıcı değil. Ekonomik sorunlar giderek artacak diyenler ağırlıkta…

Yine güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilmesini isteyenlerin oranının yüzde 44, “Bu sistem neyin kast edildiği anlatılırsa öyle karar veririm” diyenlerin oranının yüzde 14 çıktığı hesaba katıldığında milletin yeni söylemlerden bir umudunun kalmadığı da görülebilir.

Hükümetler milleti dinlediği, onun sesine kulak verdiği ölçüde başarılı olur. Yoksa er ya da geç milletin sesini dinleyenler işbaşına gelir…

***

Özetler

Ekonomi, hukuk ve demokraside reformların tartışıldığı bir dönemde Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyelerinin açıklamaları işin özeti oldu.

“Bize topyekûn bir tevbe-i nasûh lâzım. Her gün bin tane reform lâfı geçiyor, biz 50 senedir reform, reform diye söylüyoruz. Sonuçta bu iş aşınıyor, heyecan uyandırmıyor. Reform kelimesi çok aşındı, kimse bir şey beklemesin” (YİK üyesi Cemil Çiçek)

“Ben, Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanı adaletten yanayız. Biz âdil yargılama istiyoruz. Ancak hâkimler yanlış yapıyor. Uyarıyorum, yakın gelecekte onlar zarar görür.” (YİK üyesi Bülent Arınç)

Durun bakalım arkasından neler gelecek…