Peker’in İçişleri Bakanı Süleyman Soylu başta olmak üzere eski ve yeni siyasetçileri suçladığı videolara bazı gazeteciler de dahil oluyor. Soylu, kendisi ile ilgili iddiaların araştırılması için savcıları göreve dâvet ederken, şu ana kadar ne video paylaşımları engellendi ne de bir soruşturma açıldı. Bu yüzden pek çok soru işareti siyaset kurumuna zarar veriyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5. videodan sonra “En büyük üzüntümüz ülkemizde hâlâ çetelerden medet umacak kadar zavallılaşan, küçülen, haysiyet fukarası kişiliklerin olduğunu görmektir. Terör örgütleri gibi suç çeteleri de zehirli bir yılan gibidir. Onlarla aynı çuvala girerseniz başınıza geleceklere rıza göstermiş olursunuz” diye bir açıklama yaparken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Biz mafyayı tanımayız, mafyayı takmayız. Mafyadan da anlamayız. Çeteler, CHP’nin yoldaşıdır” sözü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Cumhur ittifakının üçüncü ortağı” benzetmesinden sonra tartışma Ankara’da siyaseti iyice hareketlendirdi. Bu konuşmaların yapıldığı gün Çankaya Köşkü’nde Erdoğan-Bahçeli görüşmesi de dikkatlerden kaçmamıştı. 

Siyaset Erdoğan’ın sözlerinin mesaj verdiği kişi ya da kişilerin akıbetlerinin ne olacağı konusunu tartışıyor. Bu sözlerin istifa getirip getirmeyeceği ya da görevden almalara kadar gidip gitmeyeceği de merak konusu. 

Araştırmacı İbrahim Uslu’nun, “Firari bir adam hükümete iftira atıyor, hakaretler yağdırıyorsa AKP’nin yapması gereken mecliste bir araştırma komisyonunun kurulması için vakit kaybetmeksizin harekete geçmesidir. Toplumda yargıya güvenin olmadığı ortada” sözlerini de not düşmek gerekiyor. 

Araştırma Komisyonu kurulur mu? Elbette kurulmaz. 

“Ankara siyasetini çok iyi koklayan” Fox tv eski Ankara temsilcisi gazeteci Sedat Bozkurt’un “Nasıl Peker, Erdoğan’ı sıkıntıya sokacaksa, Alaaddin Çakıcı da Bahçeli’yi sıkıntıya sokacak. Bu skandal, AKP’nin de MHP’nin de erken seçimden kaçamayacağı bir süreci beraberinde getirecek görünüyor. Çünkü bir türlü suç örgütlerinin üzerine gidemiyorlar. Çakıcı’yı neden cezaevinden çıkardılar. Peker’in AKP’ye oy toplamak için mitingler düzenlemesine neden izin verdiler. AKP ile MHP’nin suç örgütlerinden beklentileri neydi? Neye ihtiyacı vardı?” sorularını da ikinci bir not olarak aktaralım. 

Özetle, mafya siyaseti sarstı, sarsmaya da devam edecek görünüyor. 

Gazoz kapağını bırak, gazoza gel!

10 Temmuz 2018’den 21 Nisan 2021 tarihine kadar Ticaret Bakanı gö- revini yürüten Ruhsar Pekcan Cumhurbaşkanı tarafından görevden alındı, ama tartışma bitmedi. Tartışmanın konusu da Pekcan’ın kendi firmasından Bakanlığına dezenfektan aldığının ortaya çıkması ve bunun bakanlık tarafından kabul edilmesi… 

Bu konuyla ilgili CHP grup başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Koç, “Ticaret eski Bakanı Ruhsar Pekcan hakkındaki iddiaların araştırılması amacıyla 18/5/2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis Araştırma Önergesi” verdi. 

Önerge üzerinde CHP, İYİ Parti ve HDP grupları adına konuşmalar yapılırken, MHP önerge üzerinde konuşmamayı tercih etti.  

AKP adına konuşan Çorum Milletvekili Oğuzhan Kaya ise İsrail’in saldırıları ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son kabine toplantısından sonra açıkladığı “esnafa destek paketi” hakkında konuşurken önergeyle ilgili tek kelime kullanmaması muhalefet tarafından tepkiyle karşılandı. 

Milletvekilleri, “Sayın Başkan, konuya gelelim. Çay bahçesiyle, kırtasiyeyle ne alâkası var Ruhsar Pekcan’ın?” diye araya girerken, İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan’ın, “Gazoz kapağını bırak, gazoza gel. Gazozuna ilâç mı attınız, Oğuzhan’a ne yaptınız?” diyerek tepki göstermesi gülüşmelere sebep oldu. 

Oylamanın sonucu malûm. AKP ve MHP’nin oylarıyla önerge Meclis Başkanvekilinin “Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir” şeklindeki beyanıyla kabul edilmedi. Edilse sürpriz olurdu… Zaten şaşıran da olmadı. Daha önce bu tür bir önergenin, muhalefetin oylarıyla kabul edilmesini ancak yeniden oylanıp reddedildiğini de hatırlatalım. 

Muhalefet partisi milletvekilleri şimdi soruyor: 

“Madem soruşturacak bir şey yoksa Sayın bakan neden görevden alındı?” 

Vekil köşesi

Meclis genel kurulunda 1 dakikalık gündem dışı konuşmasında helâlleşmenin dinimizde ve töremizde olduğunu söyleyen Gaziantep Milletvekili Bayram Yılmazkaya, “Madem helâlleşmek istiyorsunuz, o zaman şunları yapın da biz de helalleşelim” diyerek şunları sıralıyor.   

“3600 ek gösterge sözünüz vardı, getirin 3600 ek göstergeyi. 460 bin atanamayan öğretmen işsiz, onların atamasını yapın, o zaman sizinle helâlleşelim. 4 milyon 600 bin EYT’liyi emekli yapın, ülkemizde 13 milyon işsiz var, onlara iş sağlayın; o zaman sizinle helâlleşelim. Sizin yanlış ekonomi politikalarınız yüzünden milyonlarca insanımız kredi kartlarını ödeyemediği için icralık, onların kredi borçlarını sıfırlayın; o zaman sizinle helâlleşelim. Çiftçinin borçlarını silin, çiftçinin kullandığı elektrik, mazot, gübreyi en ucuz hâle getirin; o zaman sizinle helâlleşelim. En düşük emekli maaşını 3 bin TL yapın, en düşük asgarî ücreti 4 bin TL yapın, o zaman sizinle helâlleşelim. Tüm eğitim ve sınavları bedava yapın; o zaman sizinle helâlleşelim. Bizim vergilerimizle yaptığınız, bizim olan otoyol ve köprülerden geçerken bizden para almayın; o zaman sizinle helâlleşelim…” 

Var mısınız, bunları yapmaya? 

Battık!

Esnafın durumunu yaşayarak görüyoruz. Birçoğu kepenk kapattı. 2021’in ilk çeyreğinde kapısına kilit vuran esnaf sayısı 29 bini geçmiş. Açık olanlar da kilit vurmamak için çabalıyor. Yeni açılanan destek paketindeki 3-5 bin liralık yardımında esnafın derdine çare olacağını söylemek mümkün değil. 

İşin özetini bir esnafın kapısına astığı şu afiş gösteriyor: “Tadilat yok, taşınmıyoruz da… BATTIK!”