Bu mektub iki mebhastır. Birinci Mebhas, ehl-i imanı uhuvvete ve muhabbete davet eder.
Birinci Mebhas
[“Mü’minler ancak kardeştirler; siz de kardeşlerinizin arasını düzeltin.” (Hucurat Sûresi: 10)]
[“Kötülüğe iyiliğin en güzeliyle karşılık ver. Bir de bakarsın, aranızda düşmanlık bulunan kimse candan bir dost oluvermiştir.” (Fussılet Sûresi: 34.)]
[“O takva sahipleri, bollukta ve darlıkta bağışta bulunanlar, öfkelerini yutanlar ve insanların kusurlarını affedenlerdir.” (Âl-i İmran Sûresi: 134)]
Mü’minlerde nifak ve şikak, kin ve adavete sebebiyet veren tarafgirlik ve inat ve hased, hakikatçe ve hikmetçe ve insaniyet-i kübra olan İslâmiyetçe ve hayat-ı şahsiyece ve hayat-ı içtimaiyece ve hayat-ı maneviyece çirkin ve merduddur, muzır ve zulümdür ve hayat-ı beşeriye için zehirdir. Şu hakikatin gayet çok vücuhundan altı vechini beyan ederiz.
BİRİNCİ VECİH
Hakikat nazarında zulümdür.
Ey mü’mine kin ve adavet besleyen insafsız adam! Nasıl ki sen bir gemide veya bir hanede bulunsan, seninle beraber dokuz masum ile bir cani var. O gemiyi gark ve o haneyi ihrak etmeye çalışan bir adamın ne derece zulmettiğini bilirsin. Ve zalimliğini, semavata işittirecek derecede bağıracaksın. Hatta bir tek masum, dokuz cani olsa, yine o gemi hiçbir kanun-u adaletle batırılmaz.
Aynen öyle de, sen, bir hane-i Rabbaniye ve bir sefine-i İlâhiye olan bir mü’minin vücudunda iman ve İslâmiyet ve komşuluk gibi, dokuz değil, belki yirmi sıfat-ı masume varken, sana muzır olan ve hoşuna gitmeyen bir cani sıfatı yüzünden ona kin ve adavet bağlamakla o hane-i maneviye-i vücudun manen gark ve ihrakına, tahrip ve batmasına teşebbüs veya arzu etmen, onun gibi şenî ve gaddar bir zulümdür.
Mektubat, s. 309
LÛGATÇE:
adavet: Düşmanlık, husumet.
ehl-i iman: İnananlar, iman sahipleri.
gark etmek: Batırmak, boğmak.
hased: Kıskançlık, çekememezlik.
ihrak: Ateşe atma, yakma.
insaniyet-i kübra: En büyük insanlık.
mebhas: Bahis, konu.
merdud: Reddolunmuş, kabul edilmemiş, makbul sayılmamış.
muhabbet: Sevgi.
nifak: İnsanlar arasında anlaşmazlıktan gelen ayrılık, ara bozukluğu; iki yüzlülük, münâfıklık.
sefine-i İlâhiye: Allah’a ait bir gemi.
şenî: Fena, çirkin.
şikak: Ayrılık, parçalanma.
uhuvvet: Kardeşlik.
vücuh: Yönler.