"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir vücudun âzaları gibi olmak gerekir

Sami CEBECİ
08 Ekim 2025, Çarşamba
Cemaat asrı olan bu çağda, fert olarak özellikle İslâm dinini yaşamak kolay değildir.

Bin cihetten günahların insanların etrafını sardığı ve büyük günahların rahatça işlendiği bir zamanda, dinin gereklerini yaşamak neredeyse imkânsız hale gelmiş. Sosyal hayatın bütün dokularına kadar sirayet eden, hatta cep telefonlarını da istila eden çeşitli günahlar, insanların maneviyat dünyasını mahvetmiş bir durumdadır.

Allah’ın, kullarına emrettiği veya yasak ettiği emir ve yasaklar, ancak kuvvetli bir iman ve içine dahil olduğu bir cemaatin şahs-ı manevisinin birbirlerine ettiği samimi dualar sayesinde yerine getirilebilir. Yoksa, ahirzaman şartlarında tek başına kalan bir mü’min, başta nefis ve arzuları, duyguları ve şeytanı ve dünyanın sûrî ve sahte tatlılığı, o insanın her cihetten aldanmasını netice verebilir. Bu hakikate binaen, mutlaka bir cemaat veya tarikata dahil olup, kendini her türlü günahlardan korumak ve ahiretini kurtarmak, özellikle her bir Müslümanın bu zamanda en büyük meselesidir. Aksi takdirde, inandığı gibi yaşayamayan bir mü’min, bundan sonra yaşadığı gibi inanmaya başlar. Onun akıbeti ise hüsrandır.

Risale-i Nur tefsirleri etrafında toplanan ve nuranî bir cemaat halini alan Nur Talebeleri, ahirzaman denilen ve Asr-ı Saadetten günümüze kadar bütün ümmetin şerrinde Allah’a sığındığı fitneler döneminde, doğrudan doğruya iman hakikatleri ile hem kendilerinin, hem de milletin imanlarını kurtarmak ve kuvvetlendirmek vazifesiyle meşgul olan ve bunun dışındaki şeyler ile üçüncü, dördüncü ve beşinci derecede ilgilenen bu topluluk, gerçekten çok önemli bir hizmet ile meşgul olmaktadır. Çünkü, hadis-i şerife göre bir insanın imanının kurtulmasına vesile olmak, dünya ve içindeki her şeyden daha hayırlı ve sevaplıdır.

İşte, böylesine ulvî ve mukaddes bir hizmet ile meşgul olan bir cemaat, Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle bir vücudun organları gibi olması ve çalışması gerekir. Üstad, İhlâs Risalesinde bu meseleyi şöyle izah eder: “Nasıl bir insanın bir eli diğer eline rekabet etmez, bir gözü bir gözünü tenkit etmez, dili kulağına itiraz etmez, kalp ruhun ayıbını görmez. Belki birbirinin noksanını ikmal eder, kusurunu örter, ihtiyacına yardım eder, vazifesine muavenet [yardım] eder. Yoksa o vücud-u insanın hayatı söner, ruhu kaçar, cismi de dağılır.” (Lem’alar, s. 391.)

Evet, cemaatin şahs-ı manevîsini bir vücudun organlarına benzeten Bediüzzaman Hazretleri, cemaat bünyesinde en önemli meselelerin başında önce ihlâs ve istikamet, sonra sadâkat, sebat ve tesanüd, bunların arkasından da rekabet, kıskançlık, haset, birbirini tenkit etmemek, bunların yanı sıra, birbirinin hizmetlerini tebrik ve yardımcı olmak gibi hakikatleri ders vermektedir.

Bir insan, kendi gözünü çıkarır mı? Dilini ve kulağını koparır mı? Kolunu ve bacağını da koparmaya cüret eder mi? Elbette hiç kimse böyle akıl almaz şeyleri yapmaya cüret edemez. Cemaat olarak her birerlerimiz bu hizmette birer organ hükmündeyiz ve birer vazife ile meşgul oluyoruz. Her bir organın vücutta çok önemli vazifeler gördüğü gibi, her kardeşimiz de, kendine düşen nice önemli vazifeleri Allah için yapmaya çalışıyor. Kişi bilerek kendine zarar vermedikten sonra, kardeşlerimizi korumak durumu da, çok önemli bir vazife olarak görünüyor.

Okunma Sayısı: 169
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı