"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Peygamberler ve medeniyet

Süleyman KÖSMENE
13 Aralık 2022, Salı
M. Şükrü Dağtekin: “Sosyal medyada, Peygamberlerin yaşadıklarına dair herhangi bir tarihî kaydın bulunmadığı, dolayısıyla tarihin herhangi bir döneminde yaşadıklarının bilimsel olarak ispatlanamayacağı yönünde paylaşımlar dolaşmaktadır. Peygamberlerin gerçekten yaşadıklarına dair tarihî kayıtlarda herhangi bir bilgi yok mu?”

Peygamberler Medeniyet Rehberleridir

İnsanlığın peygamberlerden beslenerek medeniyet oluşturdukları ve bunca ileri düzeyi yakaladıkları, peygamberlerin medeniyetin öncüleri oldukları meselesi ispata ihtiyaç duymayacak kadar açıktır. Şüphesiz sadece peygamberler değil, devreye sürekli biçimde insan aklı da girmiştir. Yoksa insanlık peygamberlerin hikmetleriyle kalsaydı ezbercilikten öteye gidemezdi; düşünce, fikir, bilim ve teknik üretemezdi.

Dolayısıyla peygamberlerin hikmetleriyle birlikte Allah’ın rahmeti ve insanlığın ortak aklı hep devrede olmuş ve insanlığı bugün geldiği kuantum bilgi seviyesine getirmiştir. İnsanlık terziliği, silahı, yazıyı, ölçü ve tartı aletlerini, astronomi, geometri ve matematik bilimlerinin temelini Hazret-i İdris’e (as) borçlu olduğu gibi, denizde gemi yüzdürmeyi Hazret-i Nuh’a (as); demiri, bakırı ve madenleri kullanmayı ve demirden araç gereç yapmayı Hazret-i Davud’a (as); havada uçmayı Hazret-i Süleyman’a (as), ateşte yanmayan elbise kullanmayı Hazret-i İbrahim’e (as) borçludur.1 

Peygamberlerin insanlığın sadece manevî rehberleri olmadığı, maddî işlerde ve medeniyette de rehberleri olduğunu görmek için kör olmamak yeterlidir.     

Belgeler, Belgeler

Belgeler var. Ama görmek isteyene… Babil, Sümer ve Mezapotamya yazıtlarında ve Mısır tabletlerinde o dönemin peygamberleri hakkında çok sayıda izler ve haberler vardır. Bunlar karbon testiyle de ispatlanmıştır.  

Mesela Kur’ân, Hazret-i Musa döneminde Firavun’a uyarı olarak Mısır’da tufan, sel baskını, kuraklık, ürün kıtlığı, çekirge, haşere, kurbağa ve kan ile nice azaplar verildiğinden bahseder.2   

Mısır’da aynı dönemden, yani Orta Krallık devrinden kalan 4000 yıllık Ipuwer papirüsü ise aynı felaketlerden şöyle bahsediyor:

“Felaketler tüm memleketi sarmıştı. Her yerde kan vardı. Nehir kan oldu. Dün gördüğüm her şey helâk oldu. Biçilmiş gibi her toprak çırılçıplak! Mısır’ın aşağısı mahvoldu. Tüm saray ıssız kaldı. Sahip olunan her şey; buğday, arpa, kazlar, balıklar… Gerçekten ekin her yerde mahvoldu. Dokuz gün boyunca saraydan hiçbir çıkış yoktu. Yukarı Mısır harap olmuştu. Her yerde kan vardı. Ülkede salgın hastalıklar baş gösterdi. Bu gün gerçekten kimse Kuzey’e Byblos’a gidemiyor. Mumyalarımız için ne yapacağız? Altın azalıyor. İnsanlar sudan korkar oldu. Su içtikten sonra bile susadılar. İşte suyumuz! Mutluluğumuz! Yapabileceğimiz ne var? Her şey talan! Şehirler yıkıldı. Yukarı Mısır kurudu. Yerleşim alanları bir dakika içinde alt üst oldu.”3  

Dipnotlar:

1- Sözler, s. 285-292

2- Araf Suresi: 130, 133

3- Gardiner’in tercümesi:  https://www.ortodokslartoplulugu.org/kutsal-kitap/ipuwer-papirusu/

Okunma Sayısı: 2238
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı