Yenileceğinden, ezileceğinden, boğulacağından ve çalınacağından hiç şüpheniz olmaz çünkü.

Aman Yarabbi. Bu nasıl bir haberdir! 

Vatan Düşmanı, Vekâlet Savaşçısı, Dinsiz, Solcu, Rus Ajanı, Fetörist, Amerikan Uşağı, Papa Dostu, Gayrı Millî, Terör Devleti taraftarı, … o muhalifler var ya!

İşte onlar bulup çıkarıyorlar bu haberleri.

İyi ki de çıkarıyorlar ve devletteki çürümüşlüğü göz önüne seriyorlar. İyi ki varlar. 

İktidar trollerinin gıkı çıkmıyor. “Muhalefetin elindeki belediyelerde de yolsuzluk var” nevinden bir iki saçma savurmayı savunmadan saymazsak tabiî.

Oysa konu yolsuzluk filan değil. 

“Guccicik çantacık” işi zaten değil.

Saray Operatörleri devletinizi çökertmiş ey Millet! Bari sizin haberiniz olsun. 

Haberdar edenden de Allah razı olsun. 

Sözcü Yazarı Serpil Yılmaz’ın yazdığına göre Gümrükler Genel Müdürlüğü’nde “Özel Büro” denilen bir büro varmış ve Genel Müdüre bağlı on dokuz Gümrük Bölge Müdürüne 2016’da o bürodan şöyle bir mail gitmiş: 

“Ruhsar PEKCAN isimli şahıs tarafından Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin yakını olduğunu söyleyerek vergi ödemeksizin eşya ithali teşebbüsünde bulunulduğu/bulunulacağı bilgisi gelmiş olup bu duruma karşı tüm bölge müdürlükleri ve bağlantılı gümrük müdürlüklerinde görevli personelin müteyakkız olması hususunda uyarılması gerekmektedir. Bilgi ve gereği rica olunur. Gümrükler Genel Müdürlüğü Özel Büro”

Sen misin ülkeye döviz kazandıran(!), iktidarımızı destekleyen bir iş kadınını deşifre eden…

Yirmi ay sonra bu Hanım bu genel Müdürün amiri yani Ticaret Bakanı olmuş ve birilerinin ensesini patlatmış. 

Tam Cem Karaca’nın “Yiyin Efendiler” Albümündeki “Sen seni bil, sen seni bil, seeeeen seniiiiiiii…” şarkısındaki gibi.  

Kendi Bakanlığında hem alıcı hem satıcı olması ve benzeri diğer işlerini ve Saray Operatörlerince bir gece ansızın geri çekilip unutturulmaya çalışılmasını zaten geçen haftaki gündemden ve yazılarımızdan da biliyorsunuz. 

İşin -Türkiye’de varsa- Yüce Divan kısmı üzerinde zaten vakti geldiğinde durulacak.

Ama şu önemli: Yazıdaki o bilginin kaynağı kim? 

Ayrıca, bu Hanım yirmi ay sonra kabineye kimin tavassutuyla ve referansıyla girdi? Bunu bilmek vatandaşın hakkı. 

Ama daha önemlisi şu: Devlet artık böyle mi işliyor? 

Bu yazıdaki gibi bilgiler eline ulaşmayan gümrük müdürleri isterse tavassut üzerine vergi mi kaçırtıyor? 

Bu yazı gibi yazılar eline ulaşmasına rağmen görmezden gelen gümrük memurları dilediğini mi yapıyor? 

Kapılarda “sicil sistemi” mi var ve böyle mi işliyor.

Devlet nerede? Denetim nerede?

Ey vatandaş, yakaza iyidir, uyan.  

Sahip çık. Ya malına ya hırsızına…