Allah’ın her bir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmak için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip, idaresi ve hâkimiyeti altında bulundurması ve diğerleri.
Rabbimizin yüce sıfatlarından olan bütün varlıkları kaplayan bu isim başta Kur’ân ve hadislerle ve Risale-i Nurlar’da geniş olarak izah edilmiş olup bizler o yüksek hakikatlerden ders almamız, ikazlara uymamız ve uyarmamızın çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Âyetlerde geçen; göklerin ve yerin yaratılmasında havayı, suyu, güneşi, ayı ve daha nice âlemleri yaratan, onları sizin için yararlı hale getiren ve devam ettireni hatırlamak, ona itaat etmek aklını kullananlar için ne güzeldir. Sonuçları itibarı ile daha güzeldir.
Risale-i Nur’da ‘Yirmi Beşinci Söz’de geniş izah edilen bu meseleler özetle; koca kâinatı parça parça edip, kıyamette şeklini değiştirip, dünyayı kaldırıp onun yerine azametli ahireti kuracak ve zerrattan yıldızlara kadar bütün cüz’iyat ve külliyatın tek bir zat elinde bulunduğunu ispat edecek ve kâinatı ve arzı ve semavatı ve anasırı kızdıran ve hiddete getiren nevi beşerin zulümlerine kâinatın hilkati hesabına gadab-ı İlâhiye hiddetini göstererek âyetlerle haber vermesi yine umumî bir terbiye ediciliğinin önekleri olarak anlayabiliriz.
Göndermiş olduğu her bir âyetlerle kullarını itaate, ibadete dâvet ederek terbiye eden Yaratıcımız insanlara yaraşır sosyal hayatı tavsiye ediyor. Ancak çoğu insanlar itaat etmiyor. Hayatın akışını bozuyor ve yukarıdaki gadab-ı İlâhiyedeki musîbetler başımıza geliyor. Günümüzdeki sosyal hadiseler, zelzeleler, hastalıklar, kuraklıklar, çeşitli krizler hep insanoğlunun İlâhî terbiye ve edebe itaati için ikazlar olarak anlamak ve ona göre hayatımızı tanzim etmek elzemdir.
Emirdağ Lâhikası’nda geçen; ibadet, itaat ve ona göre hayatı yaşamak belâ ve musîbetleri kaldırır ikazını hatırlayalım ve devamında sadâka nasıl belâyı def ediyor öyle de okumak, onun gereğini yaşamak yani; ben neyim… nereden geldim… nereye gideceğim… bu dünyada vazifem nedir… diyerek, düşünerek iman, Kur’ân, hizmet ekseninde hayatı tanzim etmek ve Üstadımızın her işimizde sistemli yaşamak ikazını hayatımıza rehber etmek zaruridir. Çok emarelerle, çok hadiselerle tebeyyün etmiş hatta Kur’ân’ın işaratıyla tahakkuk etmiş diyor. Hatta onun intişarını men etmek zamanlarında dört defa zelzelelerin başlaması ve intişarında durması gibi çok hadiseler mevcuttur diyor.
Bizler her daim iman, Kur’ân hizmetini önce nefsimizde yaşayarak örnek hayat prensiplerine uygun olarak rehber olmalıyız.
Sonuç olarak: Her birimiz hayatımızı zikir, fikir, şükürle yaşayarak, Rabbimizin emirlerini yerine getirip yukarıda belirtilen İlâhî emirlere uygun olarak amel etmek, hem dünyada, hem ahirette saadet-i ebediyeye mazhar olmaktır. Görünen ve görünmeyen bütün âlemleri rububiyetiyle idare eden Rabbimizin ikazlarını en güzel şekilde yaşamak duâsıyla…