Anketler ve istatistikler iyi değerlendirilip çıkan neticeler doğru okunabilse ne kadar iyi olur.
Fakat anket ve istatistikler bazen ‘keyfe göre’ yorumlandığı için istifade etmek sınırlı kalıyor. İstanbul Ekonomi Araştırma ve Danışmanlık (İEA) tarafından düzenlenen “Türkiye’nin Geleceğine Genç Bakış” anketi de gençlerin hadiselere bakış ‘pencere’sini ortaya koymuş. Bu ve benzeri anketler iyi tahlil edilebilse gençlere ulaşmak daha kolay olur.
18-30 yaş grubunda 3 bin genç ile yapılan anketin sonuçlarına göre “gençler apolitik değil.” Gençlerin yüzde 61’i “gelecekte daha iyi bir toplumda yaşamak adına göç etmeyi tercih ettiğini” söylemiş ki bu beyan Türkiye’yi idare edenlerin uykularını kaçırması icap eder. (Anka’nın haberi, 12 Kasım 2021)
Anket çalışmasının raporunu sunan Türkiye Raporu Direktörü Can Selçuki, gençlere yöneltilen “Türkiye’de güçlü ve otoriter liderlik mi yoksa katılımcı demokrasi mi olmasını istersiniz?” sorusuna katılımcıların yüzde 66’sının “katılımcı demokrasi” cevabı verdiğini hatırlatmış. Böyle bir tablo varken, ‘sadece bize özel idare’ anlayışının kabul görmesi mümkün olabilir mi?
Araştırmanın bir başka sonucuna göre de “gelecekte daha iyi bir toplumda yaşamak adına göç etmek” gençlerin yüzde 61’i tarafından tercih edilmiş. Anketten çıkan bu ve benzeri neticelere itiraz edenler olabilir. Ayrıca anketin yorumlanmasında hataya düşülme ihtimali de vardır. Fakat umumî anlamda bir ‘göç’ arzusunun olduğu inkâr edilebilir mi? Bugün bütün ‘reklâm’ ve yanıltmalara rağmen iktidar partisinin tabanı dahi ‘daha iyi bir hayat için’ başka ülkelere gitmek istendiğini biliyor. Çünkü iktidar partisinin tabanının gençleri de çok farklı düşünmüyor. Neticede onlar da “Türkiye gerçekleri” ile yüz yüze. Belki de en çok onlar işlerin ‘torpille’ döndüğünün farkında. Dolayısı ile çıkan bu netice için gençlere kızmak ve küsmek değil; bu tabloyu değiştirmek ve düzeltmek için çalışmak gerekir.
Aynı ankette çıkan neticeye göre gençlerin siyasî parti ve hareketlere katılma eğilimlerinin de düşük olduğu ortaya çıkmış. “Siyasî bir hareket veya partiye katılırım” diyen gençlerin oranı yüzde 24’te kalmış. Elbette ve bilhassa ‘menfaat üzerine dönen siyaset’ten uzak durulması gençlere fayda da sağlar. Fakat gençlerin ‘hal ve gidiş’ karşısında ilgisiz olması da doğru değildir. Hak, hukuk ve adaleti savunmak adına memleket meseleleriyle fikren ilgilenmek, yanlış yapanlara ‘yanlış yapıyorsunuz’ demek hem gençlerin hem de ihtiyarların vazifesidir. Tabiî ki son yıllardaki gelişmeler sebebiyle gençlerin ekseriyetle umutları kırıldı ve bir bakıma “Türkiye’yi idare edenler”e küstüler. Siyasî partiler bir yana, sivil toplum kuruluşlarından dahi uzak duran gençler var. Oysa STK’lar gençlerin en çok vazife alabileceği ve hizmetini ortaya koyabileceği bir zemin. ‘Devlet’ kontrolü dışındaki her yeri ‘zararlı’ gören bu anlayışın Türkiye’ye verdiği zararın telâfi edilmesi her halde yıllar alır. Böyle yapma yerine gençlerin başta STK’lar olmak üzere fıtratları ve kabiliyetlerine uygun kuruluşlarda yer alması teşvik edilseydi çok daha iyi olmaz mıydı?
Anketin ortaya koyduğu bir başka netice ise artık gençlerin gündem takibi için ‘basılı gazete’ye daha az zaman ayırması. Bunda ‘okuma’nın zorluğu yanında ‘sanal âlem’in cazibesinin etkisi de olsa gerek.
Gençlerin penceresinden görünen Türkiye, idarecilerin de gündeminde olmalı vesselâm.