"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sağlıkta nereye?

Faruk ÇAKIR
16 Mayıs 2021, Pazar
Türkiye’yi idare edenlerin en çok övündükleri konulardan biri de sağlık sektöründe yapılanlardır.

Elbette iyi işler yapanlar övünmeyi hak eder. Ancak bu sahada yapılanların yanında ihmaller de var. Daha da önemlisi, uzmanlara göre mevcut yanlışlar düzeltilmezse önümüzdeki yıllarda daha büyük sıkıntıların yaşanması mümkündür.

20 ya da 30 yıl önce sağlık sisteminde ciddî sıkıntılar yaşanıyordu. Esasında o gün de düzeltilmesi kolay mümkün olan işler vardı, ama sistem vatandaşın taleplerine kulak asmadığı için yanlışlar devam edip geldi. Şimdiki idarecilere belli yanlışlar ve hatalar hatırlatılınca, “Filan sene ilâç kuyruğu vardı. Şimdi yok. O halde mevcut duruma razı olun” diyorlar. Doğru, ilâç kuyrukları vardı, ama onun da sorumlusu millete kulak vermeyen ‘Ben her şeyi bilirim’ diyen idarecilerdi. Dolayısıyla kim olursa olsun milletin istek ve taleplerine kulak vermek durumundadır. 

Sağlık sisteminde çok iyi işler yapılmış olabilir. Fakat işin içinde olan uzmanların ikazlarını dinlemek gerekmez mi? Bakınız, Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Barut (@barutibrahim) nasıl bir tablo çizip idarecileri uyarmış. İşte günümüzdeki durum ve gelecekle ilgili endişeler:

“TUS sonuçları açıklandı. Genel Cerrahi, çocuk, kadın-doğum, beyin cerrahisi, kalp-damar cerrahisi alanlarında yüzlerce kadro boş kalmış... Hastayla karşılaşılmayan Patoloji, Biyokimya, Mikrobiyoloji, Adlî Tıp baş tacı olmuş. Dahası yurt dışında çalışmak ve ihtisas yapmak için bu güzel ülkeyi terk edenler gittikçe artıyor. Sağlıkta şiddet, Sabim, mal praktis, performans yasaları sonucu bu. Maddî ve manevî yıpranma cabası. Yakında kimse Tıp yazmayacak. Yapılan beş yıldızlı hastanelerde ameliyat yapacak cerrah, hasta bakacak kaliteli ve nitelikli hekim olacak mı? Yıllardır hemen her platformda bas bas bağırıyoruz, dinleyen ve dikkate alan yok. Kendimizi bile emanet edeceğimiz kimse kalmayacak. Çok yazık çok. Geçen stajyer sözlü sınavında akut apandisit sordum genel cerrahinin en kolay konusu. Stajyer doktor diyor ki: ‘Hocam biliyordum, bir dakika şimdi hatırlayacağım neydi neydi... hatırlayamadım.’ Uzaktan eğitimle işte ancak bu kadar. Uzaktan tıp eğitimi olmaz. Can emanet edeceğiz can. Bunun ne anlama geldiğini düşünüyor mu acaba YÖK başkanımız ve YÖK üyeleri. Derhal yüz yüze eğitim derhal...” (Twitter mesajı, @barutibrahim, 10 Mayıs 2021)

En önce ‘ehil sağlıkçı’ gerektiği bundan daha iyi nasıl anlatılır? Tıp eğitiminin geleceğinden endişe duyuluyorsa buna kalıcı bir çare bulmak icap etmez mi? Niçin uzmanlık imtihanlarına girenler belli başlı bölümleri tercih etmiyor? Ve daha da önemlisi “yurt dışında çalışmak ve ihtisas yapmak için bu güzel ülkeyi terk edenler gittikçe artıyor”sa kim ne ile övünebilir?

En itibarlı meslekler arasında yer alan tıp eğitimi bu hale gelmişse, getirilmişse; diğer mesleklerin ne halde olduğunu hatırlamak icap etmez mi? Bu tablo ile övünenler varsa bir daha düşünsün. 

Yapılan iyi işlerin yanından yapılmayan işler de listelensin ki yanlışlar düzeltilebilsin. 

Aksi halde boş övünme ile bir yere varmak mümkün değil vesselâm.

Okunma Sayısı: 1828
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı