"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Üyeliği kim engelliyor?

Faruk ÇAKIR
19 Şubat 2020, Çarşamba
Dış politikada inişler ve çıkışlar yaşandığı inkâr edilemez bir gerçek. Bu iniş ve çıkışlar, Avrupa Birliği ile olan ilişkilerde de geçerli. Bir gün “Her şey iyi gidiyor” derken, başka bir gün ilişkilerin kopma noktasına geldiğine herkes şahit.

AB’nin Ankara Büyükelçisi Christian Berger de, RS FM’in (Rusya’nın Sesi Radyosu) sorularını cevaplandırırken bu noktada dikkat çekici tesbitlerde bulunmuş. “Türkiye’de basın ve medya özgürlüğünde bir daralma görüyoruz, bu sır değil” diyen Berger, “Bir gün gerçekten Türkiye’nin AB’ye üye olacağına inanıyor musunuz? Şu anki kopukluğu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna şöyle cevap vermiş:

“Üç buçuk senedir Türkiye’deyim. Ama Türkiye’de AB’ye yönelik desteğin düştüğünden emin değilim. Sadece üst düzey siyasetçilerden veya siyasetçilerden AB’ye katılımın halen onlar için stratejik bir öncelik olduğuna dair çok kuvvetli açıklamalar duymakla kalmıyoruz; aynı zamanda anketlerde de AB üyeliğine yönelik genel desteğin nispeten yüksek seyretmeye devam ettiğini görüyoruz. Bu oran genellikle yüzde 50 civarında veya üzerinde çıkıyor. Evet, bazen düştüğü zamanlar da olmuyor değil; ancak geride bıraktığımız aylara baktığımızda, bu oranın tekrar yükselim eğilimine girdiğini fark ediyoruz. (...) (AB’ye katılım konusu) Bu bir süreç. Her zaman, açıkçası Türkiye’nin çok net bir Avrupa perspektifi olduğunu söyledik. Bu süreçte bir takım adımların atılması gerekiyor ve bu sürecin ne kadar hızlı geçilebileceğini görmemiz gerekiyor. ‘Evet’ veya ‘hayır’ dersem sadece spekülasyon yapmış olurum; ama, şunu söyleyebilirim ki Türkiye, AB’ye katılmayı istiyor. AB şu anda tüm genişleme sürecini yeniden düşünüyor. Bu sadece Türkiye’ye ilişkin bir durum değil.” (tr.sputniknews.com, 14 Şubat 2020)

Türkiye’de yaşayanların AB’ye üye olma isteklerinde 2000’li yıllara nispetle bir düşüş olduğu muhakkak. Ancak bu düşüş, “Üye olmayalım”dan ziyade “Bizi bu halimizle kabul etmezler” anlamındaki bir tesbite dayanıyor. Ekseriyetin AB’ye üye olma talebi devam etmekle birlikte, hal ve gidiş sebebiyle bir bıkkınlık, bir kırgınlık ve bir umutsuzluk var. 2000’li yılların başında hazırlanan “AB uyum paketleri” sayesinde üye olma ihtimalimiz yükselmişti. Sonraları ise hem içerden hem de dışardan çıkan maniler sebebiyle üyelik yolu tıkandı. Yeniden açılması iki tarafın da menfaatine olsa gerek.

AB’nin Ankara Büyükelçisi Berger, gelecekle ilgili de şu tesbiti yapmış: “Baktığımızda evet, doğru, sorunlarımız yok değil; herkes bunun farkında; ama bunun yanında pek çok ortak noktamız da var: Daha önce de ifade ettiğim gibi, Türkiye’nin jeo-stratejik açıdan zor konumu da göz önünde bulundurulduğunda karşımızda ortak tehditler var. Bu tehditlerle nasıl baş edileceğine dair ortak fikirlerimiz bulunuyor. Bu itibarla bence bu ilişkide üzerinde çalışabileceğimiz, üzerinde yeni şeyler inşa edip ilerleyebileceğimiz pek çok nokta var. (...) Türkiye’nin ve pek çok vatandaşın Avrupa’ya aidiyet ve Avrupa’nın bir parçası olma noktasında güçlü bir hissiyatı olduğunu görüyorsunuz. (...) Yani aslında Türkiye’nin Avrupa’ya çok yakın olduğu izlenimini ediniyorsunuz.”

Madem Türkiye’nin AB’ye üye olması iki tarafın da ortak menfaati, o halde bu yoldaki engelleri bertaraf etmek için çalışmak gerekir. Dokuz kazanıp, bir kaybeden neticede zarar etmiş olmaz. AB üyeliğinden gelecek fayda, zararından çok daha fazladır, görülsün.

Okunma Sayısı: 2076
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı