"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Beslenmede farkındalık (1)

Feyzullah ERGÜN
07 Ekim 2021, Perşembe
Çağımızın en önemli problemlerinden birisi de, sağlıklı bir hayat için gerekli olan beslenme ihtiyacının yaradılışa uygun ve organizmaya zarar vermeyecek bir dikkatle karşılanması, gözardı edilemeyecek bir prensip halinde sürdürülmesiyle mümkündür.

Organik hayata olduğu kadar, maneviyat dünyamıza da sağlıklı bir destek sağlayacak olan, beslenme ihtiyacının karşılanmasında büyük ihmâller yaşandığından, organizmanın zararları her geçen gün, gittikçe yoğunluk kazanmaktadır.

Günümüzde beslenme ihtiyacının karşılanması, insanın çözemeyeceği karışık bir hâl almıştır. Gıda maddelerinin genetik ve kimyevî yapılarıyla oynanarak, teknolojik ve fabrikasyon metodlarıyla, besleyici özelliği olmayan bu maddeler, tam anlamıyla gereken kontroller de yapılmadığından zaman içinde organlarda meydana gelen toksin yığılmaları, farklı problem ve hastalıklara yol açmaktadır. İnsanların beslenme alışkanlıklarının çeşitli yollarla değiştirilmesi, araştırma ve düşünme fırsatlarını ellerinden alarak, bu maddelere bağımlı hale getirmiştir. Oysa, bu tür beslenmenin sağlık yönünden olduğu kadar, helâl haram ve tayyib noktalarının temel kaynaklarından ele alınarak incelenmesi farkındalık sağlayacaktır. Gıda maddelerinin yapısı değiştirilerek, besin değeri olmayan, sadece açlık duygusunu bastıran teknolojik ürünler haline getirilmesi, insanların ve diğer canlıların fıtrî yapılarını değiştiren ifsat programlarının uygulanmasından kaynaklanmaktadır.

Beslenme konusundaki farkındalığın uyandırılmasına adım atarken, ilk baş vuracağımız kaynak, Kur’ân-ı Azimüşşân’dır. Bakara Sûresi, 205. âyette: “Ancak hakimiyeti eline alır almaz, yeryüzünde fesat çıkarmaya (insanın) ürünü(nü) ve nesli(ni) yok etmeye çalışır. Allah fesadı sevmez.” buyurulmuştur. Âyet’in yapılan bir açıklamasında: “Çoğunlukla dünyevî malları ve özellikle de hem toprağın işlenmesi yoluyla elde edilen ürünü, hem de bizzat işlenmiş tarlanın kendisini gösterir. Bu, mecazî olarak gerek insan davranışlarına ve özelde de toplumsal tavırlara uygulanabilir. Bu zihniyet, genel bir kabul görüp, sosyal davranışları yönlendirir hale gelir gelmez kaçınılmaz bir şekilde yaygın bir ahlâkî çürüme ve sonuç olarak sosyal bir çözülme ile noktalanır. Bu yaratma ve onun tezahür biçimi, Allah’ın plânlama iradesinin bir ifadesi olduğundan, onun aslî tabiatını değiştirme teşebbüsleri mahlûkatı ifsad etmeye ve bozmaya dönüşür.”  1 denmektedir.

Besin maddelerinin değiştirilmesine Nisâ Sûresi, 119. Âyet’in penceresinden bakacak olursak, şeytan “Onları saptıracağım, emredeceğim Allah’ın yarattığını değiştirecekler, dedi.” Tefsirinde ise, “Dünya hayatlarını, gurur hayatına yönelik olarak hırs, aç gözlülük, uzun yaşama arzusu gibi nefse hoş gelen şeylerle dolduracağım, onlara Sen’in vaz’ettiğin kuralları değiştirmelerini, yarattıklarının bazı aksamını azaltmalarını, Sen’in yarattıklarını bozmalarını emredeceğim, hiçbir şer’i izin olmaksızın yapacaklar. Onlar benim de yardımımla ve onlarla bir olmamla, belirli bir hikmeti olan yaratılışlarını değiştirecekler. Böylece FITRAT-I İLÂHİYEDEN sapacaklar, en güçlü ve en adil olan yoldan ayrılmış olacaklar, dedi.” 2

Beslenmenin sağlandığı gıda kaynaklarına yapılan genetik ve kimyevî müdahaleler sonucunda RAHMANÎ GIDALAR yok edilerek, yerlerine muhtevası boşaltılmış, besin değerleri olmadığı gibi çeşitli hastalık ve sıkıntılara sebep olan gıda benzeri, sahte yiyecek maddeleri ile, insanlık âlemi kuşatılmıştır. Bu alandaki bilim insanlarının bilgileriyle, yöneticilerin de etkili tedbir ve kontrolleriyle gündemlerinin en önemli dâvâsı halinde ve devamlı canlı tutmalarıyla sağlanabilecektir. Bu hayatî dâvânın çözülememesi sonucunda insan sağlığında baş edilemeyecek yıkımlar yaşanacağı gibi, ülkelerin ekonomilerine kara delikler açacak ve en büyük yatırımlar hastahanelere ayrılacaktır. Beslenme konusuna gerekli önem verilmezse, sağlıklı nesillerin yetişmesi de gerçekleşemeyeceğinden, güvenli hayat şartları da zayıflayarak ortadan kalkacaktır. Beslenme probleminde bu noktaya gelindiğinde eski ABD Dışişleri Bakanı Henry KİSSİNGER’in şu sözü herkesin kulağına küpe olmalıdır: “Gıda dosyası her zaman masamızın üstünde olacaktır. Petrolü kontrol eden ulusları ya da bölgeleri kontrol eder; GIDAYI KONTROL EDEN, İNSANLARI KONTROL EDER.” Hilelerle dolu bu düşünce, dünyanın her yerinde uygulanmaktadır. Bu düşünce ve plânların uygulayıcıları, tek korkuları olan bilinçli insanlardan meydana gelen topluluktur.

Beslenme tuzaklarından korunabilmek ve sağlıklı yaşayabilmek için, bilinçlenerek farkındalığımızı arttırma yollarını aramaya, bu gaye için düşünce geliştirenlerden faydalanmaya her zamandan daha fazla muhtacız. Sağlıklı bir hayat yaşama temeline dayanan ve sağlıklı hayatın, sağlıklı besinlerle hastalıkları önleyerek gerçekleşebileceğini ve hareketinin ilk adımı olarak kabul eden FONKSİYONEL TIBBIN sözcüsü Amerikalı Doktor Mark HYMAN’ın araştırma ve tecrübelere dayanan, son derece faydalı olan hayatî reçeteleri, toksinlerle doldurulmuş bir dünyada korunma rehberi olarak uygulanabilecektir. Doktor Mark Hyman’ın sağlıklı beslenme ile ilgili, dikkat çeken fikirlerinden alabileceğimiz örneklerden bazıları ise: “Toksinler çok farklı sorunlara yol açabiliyor. Bu gün çevremizde 80 binden fazla kimyevî madde var ve kimyevîlerle kuşatılmış durumdayız. Bebekler bile kanlarında birçok toksinle dünyaya geliyor. Bir hastam vardı. Neredeyse her gün tonbalığı yiyordu; sonunda cıva zehirlenmesi yüzünden kronik hastalığa yakalandı. Meselâ çiftçiler arasında PARKİNSON oranı çok yüksek. Üstelik yüksek toksisite yüzünden ŞEKER HASTASI, KALP HASTASI, KANSER, otoimmün (bağışıklık sistemi) hastalıklar, nörolojik sorunlar, bilincinde bozukluk (zihin ve hafıza bozukluğu), depresyon, kronik yorgunluk ortaya çıkabiliyor. Vücudun detoks yani, zehirden arınma becerisi düşüyor, TOKSİK YÜK oluşuyor ve giderek artıyor. Esas olan toksinlere maruz kalmamak; ama bu çağda bu çok zor. Bu yüzden vücudun detoks becerisini arttırmak gerek. BESLENME ÇOK ÖNEMLİ.” 3

SAĞLICAKLA KALIN.

Dipnotlar:

1- Muhammed ESED, Kur’ân Mesajı, s. 110, İşaret Yayınları 2021.

2- Abdülkâdir GEYLÂNÎ, Geylânî Tefsiri, c.1 s. 470, Geylânî İlmî Araştırma ve Yayın Merkezi 2012.

3- 20 Ağustos 2021 tarihli Oksijen Gazetesi.

Okunma Sayısı: 2786
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı