"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hastalar Risalesi'ni anlamaya doğru: Sırlı Altıncı Devam

Feyzullah ERGÜN
12 Kasım 2022, Cumartesi
“Ey dünya zevkini düşünüp hastalıktan ıztırap çeken kardeşim! Bu dünya eğer daimî olsaydı ve yolumuzda ölüm olmasaydı ve firak ve zevalin rüzgarları esmeseydi ve musibetli, fırtınalı istikbalde manevî kış mevsimleri olmasaydı, ben de seninle beraber senin haline acıyacaktım.”

Hastalık ve musibetlere imanın geniş dairesinden bakıp, değerlendiren Bediüzzaman Hazretleri (r.a.) fıtrî surette iki defa yazılan bu sırlı devada, dünyanın aldatıcı güzelliklerine dalarak, yaşayacağı kısa imtihan süresini gafletle ve gereken önemi vermeden geçirmesini engelleyen uyarıları, yalnız Müslümanları değil, bütün insanlık âlemini ilgilendiren en önemli bir problem olarak nazara vermektedir. Hastalıkların, aldatmaz ve hayatın gerçeklerini açıkça ilan eden nasihatçi ve uyarıcı sinyalleri organizmada hissettiren, ebedî âleme seyahatin habercileri ve keşif kolları olduğu, dokunaklı bir seslenişle hatırlatılmaktadır.

İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti oyun, eğlence ve mal yığmak olmadığı, ebedî saadeti netice verecek, uygulamalı bir imtihan olduğu gerçeği, geniş çaplı hayat pratiğinde unutulmaktadır. Dünya hayatının daimî olmaması ve ölümsüzlük garantisi de verilmediğinden, karşılaşılan hastaların ibret alınarak değerlendirilmesiyle, tûl-i emel duygularına ve bitmeyen hayalî senaryolara son verilerek, hayatın gerçekleriyle ciddî anlamda yüzleşmeye ve mevcut problemlerin çözülmesiyle, huzurlu iman yoluna dönüş yapılarak, sırat-ı müstakim yönünde ilerlemeye ivme kazandıracaktır. Nefsin hiçbir otorite ve kontrol mekanizmaları tanımadan sorumsuzca, yuları boynuna sarılmış halde dünya bahçesinde başıboş, zaman geçirmeye bırakılan bir canlı olamayacağı, her akıl sahibinin kabul edeceği bir gerçektir. Nefis-iblis işbirliğinde ve özellikle de, zamanımızdaki aldatıcı ve azdırıcı bir çok faktörün baskıları sonucu, insanın manevî dünyasında ciddî problemler yaşandığından, aldatmayan dost bir uyarıcıya her zamandan daha çok muhtaçtır. İşte bu çok kritik noktada bulunan insana gönderilen gerçek dost ve nasihatçi arkadaş, nefsin hoşlanmadığı HASTALIK HALİDİR.

Her anda gelebilecek olan ölüm gerçeği ile, aniden karşılaşılmadan önce, sağlık ve hayat nimetlerinin değerini anlatan hastalıkların, önceden gelmesi, gereksiz ve sıradan bir olay olmadığı unutulmamalıdır. Rahmetin yollarını açan bir anahtar olduğundan, insanı manevî sıkıntılardan arındırmak için gelen hastalıktan şikayet etmeye ve yoğun stres yaşamaya gerek olmadığı gibi, aynı zamanda hastalığa karşı direncimizi de azaltacağı unutulmamalıdır. Hastalıkların manevî derinliğini yorumlarken: “Said Nursî, Hastalar Risalesi’nde hastanın her halindeki anlam boşluğunu keşfediyor, her deva’da o halin hakikatine geçiş sağlayacak bir yol gösteriyor. Hastalık bir “ARIZA HALİ” olarak değil, bir “RIZA HALİ” olarak deneyimlenirse, hayatı derinleştirir, hayata hayat katar, hayata hayattan fazlası olduğunu haber verir. Bu açıdan bakıldığında, hastalık KONFOR BOZUCU bir rahatsızlık gibi görünür ama konforun uyuttuğu bilinci uyandırmak için vardır. İnsanın kesintisiz sağlıklı oluşu, insana kendine dair en temel gerçeği unutturur: İNSAN KENDİ KENDİNE YETERLİ DEĞİLDİR. Kendisini kendisine yeter gören aldanır, gururlanır, kibirlenir, azar. Bu ise hayattan umulanı kaybettirir. Bu hayat sonsuz bir hayata tohum olsun diye verilmiştir. Asıl olan, bu çekirdeğin kendi kabuğunu kırıp, içindeki cevheri ağaca dönüştürecek uyanıklığı ve çabayı göstermesidir. Hastalık, insanın benlik kabuğuna atılan çizik gibidir.”(1)

Hastalığın verdiği elem ve sıkıntılardan ağlamaya gerek olmadığını, bilakis manevî ibadet ve uhrevî sevaplar yönünü düşünerek, ruhanî lezzet almaya gayret edilmelidir.

SAĞLICAKLA KALIN.

Dipnotlar: 

1) Dr. Senaî DEMİRCİ, Hastalık ve Hastalar (sempozyumu), s. 126, Merak Yayınları 2012

Okunma Sayısı: 1673
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı