Aynı anda, Gençlik, Hanımlar, İhtiyarlar Risalesi gibi isimlerle cemiyetin sosyal tabakalarına, Kur’ân eczanesinden eşsiz reçeteler sunmuştur. Biz de önemine binaen, Lem’alar kitabının Hastalar Risalesi bölümüne sizlerin dikkatini çekmek istiyoruz. Bugünkü yaşadığımız sıkıntıları aşmakta Hastalar Risalesi’nin çok büyük fayda sağlayacağına inanıyoruz... 

Bu hacmi küçük manası çok büyük kitabın tamamını aşağıya alamayız. Biz sadece birkaç cümle naklederek HASTALAR RİSALESİ’ne sizlerin dikkatini çekmek istiyoruz. Dikkatinizi çekmek istememizin bir sebebi de neredeyse her ailede bir veya birkaç hastanın bulunmasıdır. Hastalarımıza maddî manevî şifa olsun. 25 Devadan örnek cümleleri aşağıdaki satırlara sıralıyoruz.

- Ey biçare hasta! Merak etme, sabret. Senin hastalığın sana dert değil, belki bir nevi dermandır. (ilâç) (1. Deva) 

- Hastalıkla geçen bir ömür, Allah’dan şekva etmemek şartıyla, mü’min için ibadet sayıldığına rivayat-ı sahiha vardır. Peygamberimizden (asm) nakledilen hadis) (2. Deva) 

- Eğer perde açılsa, tevahhuş (korkulu bir şekilde bakma) ve nefret ettiğin hastalık perdesi arkasında sevimli, güzel manaları bulursun. (4. Deva) 

- Ey sıhhatinin lezzetini kaybeden hasta! Senin hastalığın sıhhatteki nimet-i İlâhiyenin lezzetini kaçırmıyor, bilâkis tattırıyor, ziyadeleştiriyor. (7. Deva)

- Hadiste vardır ki: Ermiş ağacı silkmekle nasıl meyveleri düşer; imanlı bir hastanın titremesi de öyle günahları silker. (8. Deva) 

- Kur’ân-ı Hakîm’in verdiği Nur ile ispat etmişiz ki, ehl-i iman için ölüm, vazife-i hayat külfetinden bir terhistir. (9. Deva) 

- Müttaki bir mü’min, hastalık sebebiyle yapamadığı  daimî virdinin (her gün düzenli şekilde yapılan duâ) sevabını, hastalık zamanında yine kazanır. (Hadis-i Şerif meali.) (12. Deva) 

- Bu dünyada, nasıl çok şeyleri biz görüyoruz, kör olan mü’minler görmüyorlar; kabirde o körler, iman ile gitmişse, o derece ehl-i kuburdan (kabirde yaşayanlardan) ziyade görür. (14. Deva)

MEKTUP

Selâmünaleyküm aleyküm. Ben şu anda (...) cezaevinde 25 aydır tutuklu olarak kalmaktayım. Müsaadenizle yaşınız benden büyüktür diye size ağabey diye hitap etmek istiyorum.

Ağabey aslında yazacak çok şey var, fakat sizin değerli vaktiniz içalmak istemiyorum. Özellikle içeri girdikten sonra Risale-i Nurlar’a ne kadar muhtaç olduğumu Rabbim bana en açık bir şekilde gösterdi. Evet belki dışarıda olduğum zamanlarda okumaya çalışıyordum, ancak cezaevine girene kadar hiç bu şekilde anlamlı ve açık olmamıştı.

Saygıdeğer büyüğüm, koğuşumda Külliyatı bulunan bir kardeşimiz vardı, fakat onun cezası bitti ve tahliye oldu elhamdülillah. Ancak benim elimde sadece Lem’alar var başka risalem yok.

Sizlerden ricam mümkünse bir Külliyat rica etsem gönderebilir misiniz? Şimdiye dek yaptığınız ve bundan sonra da yapacağınız hizmetlerden Rabbim hoşnut ve razı olsun. 

Allah’a emanet olun. (Son gelen mektuplardan)

NOT: Cezaevi takvim kampanyamızın sonuna yaklaştık. Kampanyamız devam ediyor. İlginize teşekkür ediyor, desteklerinizin devamını bekliyoruz.