"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Celâl ve Cemâl ya da iki hâli bir görmek

Mehmet Asıf Işık
14 Aralık 2021, Salı
Hicrî bin yılın müceddidi büyük âlim İmam Rabbānî, yaşadığı beldede (Serhend) toplumu yeni bir usûl ile irşād etmeye başlayınca kısa zamanda etrafında büyük kalabalıklar oluşur. Söyleyip anlattıkları insanların kalplerine rahmet bulutlarından sağılan yağmurlar gibi âdeta kurumuş kalplere can katar, duygularını yeşertir ve olgunlaştırır.

Hazret’e gösterilen rağbet arttıkça sarayın müzevirleri devrin sultānına yaranmak yarışına girerler. Bire bin katılarak Büyük İmamı sık sık şikâyet edip Sultanı evhamlandırırlar. Hikâyesi uzundur. Özetle, o kadar tezvirattan etkilenen sultan, İmam Rabbanî’yi el ve ayaklarından zincirle bağlanmış bir vaziyette huzuruna getirtir.

Devrin sultanı, üzerinde korku ve telâşın en küçük eseri dahi bulunmayan İmam Rabbani’ye, küstahça ve küçümser bir edāyla, “Seni ülkemin zindanlarından sağ girilip sağ çıkılmayan birine göndereceğim” diyerek tehdit eder. İster ki karşısındaki ezilsin, ufalansın, pişmanlık içinde yalvarıp af dilesin...

Sükûnet, emniyet ve tevekkülün zirvesindeki İmam “Evet, gönderebilirsin” der. “Anlamadın galiba” diyerek tehditlerini tekrar ettikten sonra İmam Rabbānî, Sultan’a şu ibretlerle dolu harika cevābı verir: “Demek ki Rabbim beni şimdiye kadar CEMĀLİYLE muamele etmiş. Anlaşılan bundan sonra ise CELÂLİYLE terbiye edecek. Allah’ın Celâliyle Cemālini bir görmeyen kul mudur!”

……

Pek çoğumuz bugüne kadar yaşadığımız, -belki bir kısmımız- bazı olumsuzluklara rağmen Yüce Allah’ın sayısız, türlü ihsān, ikrām ve nimetlerine nāil olmuşuz. Hayatımızda inişler çıkışlar, gel-gitler olmuşsa da genellikle sağlık ve āfiyet içindeyiz. Bütün bu güzel hallerimiz için lâyık olduğu hamd ve sena ile Rabbimize şükr ederiz. O (cc) Muhavvil’ul Ahval’dir; Her şeyi dilediği gibi halden hale çevirendir. Bazen öyle bazen başka türlü…

O (cc) her an bir şan üzeredir. Kâinat ve içindekiler her an tahavvül, tebeddül, tağayyür ve tekemmül içindedir; Her şey değişim, dönüşüm ve başkalaşım ile kemâle doğru sevk edilir. 

En küçükten en büyüğe, maddeden manaya, cesetten ruha kadar her varlık bu kanuna tabidir. Cenab-ı Allah, kâinatı her an çekip çevirdiği gibi küçük kâinat mesabesindeki insanı da halden hale sokuyor ve çeviriyor.

Bazen Celâl ismi gizlenip Cemâl ismi azam mertebede tecelli eder, sevgi, şefkat ve merhametiyle güzel ve hoşa giden ne varsa verir ve gösterir mahlûkatına. İster ki çokça övülüp kendisine çokça şükr edilsin.

Bazen Cemâl ismi gölgede kalıp Celâl ismi heybet ve haşmetle işler. Alemler çalkalanır. Güneşler alevler saçar, dağlar sarsılır ve titrer, denizler kabarıp dalgalanır, rüzgârlar ve fırtınalar kükrer. O vakitler İzzet ve Azamet Sahibi ister ki, şuur sahipleri, olan-biten hadiselerdeki yücelik ve büyüklüğünü hayretle idrak edip kudretine boyun eğsin ve yine Kendisine sığınsın.

Kâinatın küçük misali olan insan da, mükevvenatta açığa çıkarılmış bütün Cemâli ve Celâli tecellilere mazhardır. 

Ömrümüz boyunca yaşadığımız, maruz kaldığımız, gördüğümüz ve şahit olduğumuz halleri korkmadan, kaçmadan, sarsılmadan, tevekkül ile, kavi, hakiki ve güçlü bir imanla “Ana korkma! Cenab-ı Allah Hakim’dir ve Rahim’dir” denildiği haldeki idrak ile karşılamalıyız.

Her iş ve oluşta, cereyan eden hadiselerde, İbrahim Hakkı Hazretlerinin meşhur Tefvizname şiirinde, “Hak şerleri hayr eyler / Zan etme ki gayr eyler / Arif A’nı (O’nu) seyr eyler / Mevlâ, görelim neyler / Neylerse güzel eyler” dediği gibi, O’nun (cc) yapıp ettiklerinde hikmetini ve kudsi maksadını anlama gayretiyle Allah’a tevekkül ederek iradesine teslim olmak kulluğun edebi, en güzeli ve selâmetlisi olsa gerek.

Büyük allame İmam Rabbani’nin -bilmana- beyanıyla, Cemâli ve Celâli bir görmek, görebilmek kulu Kemâl’e ulaştıracak ancak.

Madem her şey O’ndandır ve oluşlar O’nun binbir esmasının cilveleridir; sebepsiz, gāyesiz ve hikmetsiz değil. “O halde her şey güzeldir. Güzel’den olan da, gelen de mutlaka güzeldir; başında değilse de sonunda, ya da ahirete bakan cihetiyle güzeldir.” Belki bizim “sevdiğimiz bizim için şer olabilir” ya da “sevmediğimiz şey bizim için hayırlıdır.” Biz sınırlı ve kayıtlı nazarlarımızla hadisatın mahiyetini, hakikatini ve neticesini göremiyoruz, fakat nihayetinde güzele dönecektir. Çünkü O abes iş yapmaz.

Yine ceddim İbrahim Hakkı’nın şu enfes mısralarına dönelim: “Hakkın olacak işler / Boştur gam u teşvişler (şaşkınlık ve telâşlar) / Ol hikmetini işler / Mevlâ görelim neyler / Neylerse güzel eyler.”

............

“Deme şu, niçin şöyle / Yerincedir ol, öyle / Bak sonuna sabreyle / Mevlâ görelim neyler / Neylerse güzel eyler.”

Mevlâ’nın edip eylediği her şeyde, arının çiçeklerden balın özünü topladığı gibi, “güzellikleri görene/görebilene, güzel görüp düzel düşünenlere, güzel bakmalarla güzellikleri devşirerek hayatından lezzet alanlara” aşk olsun!

Görenedir görenedir / Köre nedir, köre nedir?..

Ya Rabbi, elbette Cemālin de Celâlin de güzel!

Güzel fakat bakmayı bilenlere...

Okunma Sayısı: 2420
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet ÇALOĞLU

    14.12.2021 22:20:26

    Selamunaleykum aziz kardeşim.Tefekkuri ibadete vesile olan yazılarinizla bizlere ufuk acmaktasiniz.takdir edici yoldaş olma hasebiyle,sizi tebrik ediyorum. S. Karakoç ile ilgili köşe yazinizda sanki bir muhendis degil de yıllarca edebiyatla ugrasmis bir kalem karşımızdaydı.Yazilarinizin devami duasiyla selam ve hurmetlerimi gonderiyorum.

  • Mustafa

    14.12.2021 17:02:02

    Elinize sağlık. Kamil bir müminde olması gereken bakış açısını tarif etmişsiniz. Rabbim o ufka erişmeyi nasip etsin.

  • Abdulkadir

    14.12.2021 15:37:19

    İçimizde açık yara haline gelmiş dertlerimiz için çok güzel merhemler sunuyor yazılarınız. Allah razı olsun.

  • Ahmet

    14.12.2021 15:31:00

    Enfes bir yazıydı. Kaleminize sağlık ...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı