Özellikle de Nur şakirtlerinin, Risale-i Nur Talebelerinin cemaat ruhunu bozmak için bu yol her zaman tatbik edilmekte, uygulanmakta ve her zamanda ufak, büyük neticeler ehl-i ifsad komiteleri adına alınmaktadır.
Ahiretin her türlü haliyle ebedî olması, dünya hayatı adına bizlere büyük dersler veriyor. Allah için uhrevî bir hayat ve icabları noktalarından hareket eden; dünya adına dünyevî hiçbir hale ve harekete özenmez ve yapmamaya çalışır.
Aynı şekil ahirete dair iman, Kur’ân ve İslâmiyet hizmetinde bulunan hademelerde; elmas ve zümrüt mesabesindeki; uhrevî halatın hizmetlerini inkitaa uğratacak şekilde en küçük bir hal ve harekâtta yapmak için tevessül etmez ve yapmaz da inşallah.
Bir İslâmî hizmet prensibinin hayata geçirilişi ancak yaşanarak mümkün olabilir. Bunun en iyi ve münbit ortamı ve mahalli, yeri ise cemaatlerdir. Gerçek anlamda bir cemaat ise; müntesibi olan kişilere cemaat ruhunu, haz ve lezzetini; maddî manevî hizmet aşkını, Kur’ân’a ve İslâma; imanî düsturlar, prensipler ve kurallarla, kaidelerle aşk ve isteğini severek ve isteyerek veren cemaattir.
Kur’ânî haz, lezzet ve zevkle, İslâmî, imanî hizmetlerde cemaat ruhu ile haz alanlar:
“Ben beni, ben yaptım, ben akıl ettim, ben yaparım ve ben buyum değişmemeleri vb…” muhakkak bir suretle, katiyyen terk etmek ve kendilerini daima Allah’ın yolunda, Allah için yapılan, Allah’ın rızasını kazanmayı netice verecek olan cemaatî, Kur’ânî, hizmetlerde bulunduklarını derk etmek, anlamak, kavrayıp yerine getirmek zorundadırlar ve buna mahkûmdurlar.
Şöyle mazi kıtasının derelerine doğru baktığımız zaman İslâmî, Kur’ânî, imanî hizmet dâvâsında bulunan; fakat nefsanî enaniyet ve benlik dâvâsından taviz vermeyen nice “ben bencilerin” başlarını önlerine eğmiş hâlâ kendilerinden başkasını görmez, görmek istemez hal ve davranışlarında inatla sabır ettiklerini; cemaat ruhunun haz ve lezzetini, zevk ve inşirahlarını; sadece kendi nefislerine hapsettikleri görülür. Nefisleri neye yetiyorsa hepsi o… Ve bu durumda kendilerinin inadı ifadelerine dikkat edilirse; cemaat memaat, ruh muh rastgele; “ben ben ve ben dünyayı kurtarıyorum vesselâm…”
Özellikle de Nur şakirtlerinin, Risale-i Nur Talebelerinin cemaat ruhunu bozmak için bu yol her zaman tatbik edilmekte, uygulanmakta ve her zamanda ufak, büyük neticeler ehl-i ifsad komiteleri adına alınmaktadır.
İnşallah gerçek manada iman, Kur’ân hizmetleri adına; Risale-i Nur hizmetlerinin gerçek cemaat ruhuna dahil olanlar ve bu şahs-ı manevî ruhuna kendilerini feda ederek dahil olanlar muvaffak olacaklardır.