Bir gün gazete bayisinde İttihad gazetesini gördüm. Aldım, eve geldim. Dikkatlice, heyecanla ve sindirerek okudum. Her hafta hasretle bekledim. O tarihlerde İmam Hatip Lisesi 6. sınıfında (günümüzde 11. sınıfa tekabül ediyor) derslere giriyordum. İman hakikatlerine ait Allah’ın isim ve sıfatlarının tecellisini tefekkür etme konusunda, ayrıca ilim, irade ve kudretinin eşya ve san’at üzerindeki tezahürlerine ait hakikatleri, asrın müceddidi Bediüzzaman’ın prensipleri ile hazırlanan İttihad Gazetesi’nden öğrenip okuyarak derslerime hazırlanıyordum. 

İttihad, haftalık bir gazete olarak büyük hizmetlere vesile oldu. En büyük hizmeti de günlük bir gazete olan Yeni Asya’ya zemin hazırlaması idi. İttihad Gazetesi, benim derslerimde daha başarılı, ibadetlerimde daha samimî ve ihlâslı, görüşlerimde daha isabetli ve istikrarlı olmamı sağladı. Sonuçta, İttihad vesilesiyle okulumu takdirname alarak birincilikle bitirdim. 

Dinin siyasete alet edilmesinin yanlış ve zararlı olduğunu; siyasetin camiye, okula, askeriyeye girmesinin doğru olmadığını ben İttihad ve Yeni Asya sayesinde öğrendim. Zira din umumum malıdır, kimsenin tekelinde olamaz. Dine hizmet edilir. Din, siyasetin ve menfaatin aracı olamaz.

Bu gün Tunuslu Raşit El-Gannuşi “Bu gün bize demokrasinin haram olduğunu savunanlar, aynı zamanda diktatörlüğün helâl olduğunu savunmuş olduklarının farkındalar mı? Gerçekte haram olan zulüm ve diktatörlüktür” diyor. Ama biz İttihad ve Yeni Asya sayesinde 50 sene öncesinden Bediüzzaman’ın, meşrûtiyetin/demokrasinin dinin meşveret ve şûrâ emrinin gereği olduğunu söylediğini öğrenmiştik. 

Bazıları, demokrasi batıdan geldiği için İslâm’da yerinin olmadığını iddia etmektedirler. 

Halbuki İngiliz Bernard Shaw: ‘’Demokrasi faziletli toplumların rejimidir. Demokrasi İngiltere’de ileri seviyeye ulaştı, biraz daha ötesi İslâmiyettir.’’ diyor. Demokrasi, halkların hukuk karşısında eşitliğini savunuyor. İstişareye önem veriyor. Adaleti ve halka hizmeti esas alıyor. Biz bunları İttihad sayesinde öğrendik. 

İttihad’ın bıraktığı yerden bayrağı devralan Yeni Asya da günlük gazete olarak Risale-i Nurlar’dan aldığı ilhamla, doğru İslâmiyet’i ve İslâmiyet’e lâyık doğruluğu göstermeye devam ediyor. Daima hak ve adalet diyor ve masumların hukukunu korumaya devam ediyor. Mazlûmların hakkını korumada eğilmeden, bükülmeden dik durarak yayın hayatına devam eden Yeni Asya’yı son nefesimize kadar daima savunacağız. Allah sebat, sadâkat ve istikamette devam ettirsin diye de duâ ediyoruz ve edeceğiz.

Yeni Asya meşveretle, ortak akılla ve cemaatin şahs-ı manevisi ile kararlı bir şekilde hak, hukuk ve adalet diyerek, İnşallah kıyamete kadar bu bayrağı dalgalandırmaya devam edecektir.