"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur Talebelerinin şahs-ı manevisi veya Zübeyir Gündüzalp…

Şükrü BULUT
05 Nisan 2021, Pazartesi
Hakikatler de insanlar gibi veya eşya gibi isimlerle tarif edilirler.

Bazen hakikati hissettiğiniz halde, adlandıramamış da olursunuz. Tedainin size yakınlaştırdığı herhangi bir ismi takmış olursunuz. Zamanın veya hadiselerin yaptıkları yeni açıklamalarla, taktığınız ismin yanlış olduğunu anlar ve daha doğrusu ile değiştirirsiniz. Zira ne tasavvurlarınız, ne hayâliniz ve ne de ihtiyacınız olan mananın peşinden koşuşturan duygularınız, doğru isim bulmanıza fırsat vermez, acele eder. Tıpkı isim bulmada güçlük çeken genç anne-babanın haftalarca doğmuş bebeklerine isim aradıkları gibi…

Bundan on sekiz-yirmi sene önce, günümüzde kamuoyunun dillendirmeye başladığı “şahs-ı manevî” manasına bir kısmımız “Zübeyrî Çizgi” adını vermiştik. Açıklama ve ricalarla bu kelimenin “Zübeyir Gündüzalp”in ferdiyetine giden bir çizgiyi seslendirmediğini de devamlı ilâve etmeye çalışmıştık. Seriüsseyr zamane çocukları için on beş-yirmi sene az bir süre değilmiş. O kadar büyük değişimler olmuş ki; Bediüzzaman’dan ders alıp bize örnek olacak kahramanların hemen hepsi uçup göçmüşler. Ferdiyetin taassupları parçalanmış, açılan aralıktan faniliğin şiddetli rüzgârlarıyla karşılaşmışız. Zamanın ferdiyet değil, cemaat zamanı olduğunu yüzlerce hadiseler beynimizde “güm! güm!” ederek bizi yaşadığımız çağa çağırıyor. Baki dâvâların fani omuzlara bırakılmayacağını bu günlerde sür’atlice görüp işitmeye başladık.

Zübeyir Gündüzalp’ı Bediüzzaman yanına talebe ve hizmetkâr kabul ederken de diğer talebeleriyle istişare ediyor. Yanındaki talebelerinin istidat, kabiliyet, ahlâk ve tab’larını çok iyi bilen Üstadın onların istihdamlarındaki sahalarla ne kadar ilgili olduğunu, talebelerine yazdıkları mektuplarından detaylıca öğreniyoruz. Günümüz Nur Talebelerinin bir kısmının henüz keşfettikleri ve bir kısmının ise ifrata kaçtıkları ”3. Said Döneminin” müşahhas hali olarak Bediüzzaman’ı gölge olarak takip eden Zübeyir Gündüzalp’in kendisine ait bir renginin, tarzının ve modelinin olmadığını; Risale-i Nur Külliyatı’yla Risale-i Nur’un meslek ve meşrebini bir bütün halinde tahlil ettiğimizde, daha açıkça görebiliyoruz. Talebeleri içinde, Nurlar’ı tanımadan önce en fazla tetebbuatta bulunmuş bir talebesinin, Bediüzzaman’ın veya Risale-i Nur’un rengiyle renklenmesi tam on sene sürmüştür. Zübeyir Gündüzalp’in durduğu yeri tarif etmek isteyenlerin “Zübeyrî çizgi” isim yanılgıları da buradan doğuyor, kanaatindeyiz. Yani Bediüzzaman Said Nursî’yi Risale-i Nur’un pratiğiyle hayatta görmek isteyenler, yanlışlıkla “Zübeyir’in ferdiyetine” takılmış olabilirler. Onun Üstadından sonraki hayatı, sair ağabeylerimize öncü olarak yaptıkları ve Allah’ın izniyle muvaffak olduğu sistem; Zübeyir Gündüzalp’in bütün varlığı ve imkânıyla “Risale-i Nur’un Şahs-ı Mane- visini” oluşturmaya yönelik olduğunu gösteriyor. Üstadımızın vefatından sonra, hizmetkârlarının renk, tarz ve üslûplarıyla rengârenk gül bahçesine dönen Risale-i Nur bahçesinin, tekrar orijinal haline döndüğünü görenler, değişimi şaşkınlık içinde izliyorlar. Bediüzzaman’dan ışıklarını alan o kahramanların gurubu bir taraftan sevenlerini mahzun etse de, Risale-i Nur’un şahs-ı manevisinin Risale-i Nur Külliyatı etrafındaki yeni teşekkülü, o hüznün çok ötesinde bir ferah ve sürur veriyor, Nur Talebelerine…

Zübeyir Gündüzalp’in Bediüzzaman’dan sonra, tabiri caizse Aydın/Nazilli tarafında bir inzivagâha çekilip Nurlar’dan istihraç ettiği “Hizmet Rehberi”ni Üstadın bütün talebelerini toplayarak ortaya koymuş olması, bu işin ilk adımıydı. Bediüzzaman’ın kendi hayatında, Latin alfabesi sebebiyle ayrılmış bir talebesinin dışındaki bütün talebelerinin Zübeyir’in çağrısına “lebbeyk’” demeleri, bunun delilidir. Artık kişilerin kanaat ve renklerine göre değil, Risale-i Nur’a göre hareket edecek bir Şahs-ı ma- nevî vardır. Ta vefatına kadar içinde bulunduğu hizmetteki bütün kararlarda, ağabeylerin tasdikini aldığından, Nurculuğun şahs-ı manevisine Zübeyir Ağabey’in vefatına kadar, Süfyaniyet nifak eli ulaşamamıştır. Yani masonlar veya Kemalistler birilerini vesile yaparak Nurcular’ın aralarına tefrika koyamamışlardır.  

İki Nisan 1971’de Üstadına kavuşmak üzere Süleymaniye Kirazlı Mescit Tepesi’nden yükselerek uçan Zübeyir Ağabey’in rıhletinden tam elli sene sonra; bütün Nur Talebelerinin manevî âlemde o çizgide “o şahs-ı mane- vî“ etrafında bir araya gelmeye başladıklarını görmeye başladığımız bu günlerde, “bir ölür, bin diriliriz” hakikatini gözlerimizle işitmeye başladık. 

Zübeyir Ağabeyin hayatını şerh edenler, bize Nurlar’dan bahsetmiş gibi anlatıyorlar. Risale-i Nur’un neşrinde hayatını feda eden Sungur Ağabey için; “Sungur, fena Fin nur!” diyen Bediüzzaman, Zübeyir için “Fena fil-Üstad!” diyecekti. Risale-i Nur’u; bu asrın dinsizlik, imansızlık ve ahlâksızlık yaralarına merhem kabul etmiş herhangi bir şahıs veya cemaatin, Zübeyir Ağabey’in üslûbuna ve tarzına itirazı vaki olmadı ve olamaz da…

Ahirzaman dinsizliğinin “şahs-ı manevilere” bürünerek Âlem-i İslâm’ın harim-i ismetine girmeye başladığı bir zamanda, Zübeyir Ağabeyin tesis ettiği “Kur’ân ve İman Cephesi’nin” şahs-ı manevisine bigâne veya müstağni kalmanın, İslâm’ın bize verdiği şefkat, hikmet ve izzet duygularına uygun gelmediğini hepimiz görüyoruz. Yeteri kadar Nurlar’dan istifade edemeyişimizden, Nurlar’ı mütalâa edenlerin Kur’ânî olan tahkik düsturuna riayet etmemelerinden ve birbirileri arasındaki münasebetlerin tefritte kalmalarından dolayı ortada görünen bazı farklı çizgi ve renklerin de çok yakın bir zamanda giderileceğine inanarak, Ağabeyimize ve diğer ahirete intikal etmiş bütün Nur Talebelerine rahmet dileyerek, yazımızı bitirelim.

Okunma Sayısı: 2495
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Zeliha

    9.4.2021 22:33:10

    Vefatından sonra isminin fitnelere alet olmasına müsade etmeyecek kadar fenafil Risale-i Nur olmuş Zübeyir abiyi anlamak en çok istediğim şeydir.Zübeyir abiyi anlamadan üstadı, üstadı anlamadan Risale-i Nur'u tam anlamak mümkün değil diye düşünüyorum. Bu hassas çizgiyi Zübeyir Abimizde hayatıyla net tutmuş. İstikamet sırrını tam yerleştirmiş bize de en güzel mirası bırakmış. Ben onu anlamaya çalıştıkça meselenin ne kadar ehemmiyetli olduğunu daha çok hissedip en çok onun ciddiyetine ihtiyacımız olduğunu düşünüp yine onu anlamaya çalışmakta nefes alıyorum hizmetlerde. Allah razı olsun. Zübeyir abi de yeni asya da marka olmayacak kadar uhrevidir.

  • Halil İbrahim KARAHAN

    6.4.2021 03:27:21

    Allah razı olsun.Her türlü kötülüklerden korusun.

  • Rehanur

    5.4.2021 23:53:14

    Bu kulaklar Zubeyir abi icin, "Abartmayın bu abiyi de ama bu kadar" diyenleri de duydu. Bu gözler Zübeyir abi gibi bir asla irca olup, yanlışlarını araya kaynaştıranları da gördü. Ama istikametin yalnız ihlâsa talip olanları tercih etmesi gibi bir özelliği var. Yazınız hedefi vurmuş. Tebrikler.

  • Muhammed Said

    5.4.2021 23:38:41

    Herkesin bir ucundan tutarak zübeyiri çizgi dediği çizginin risale-i nurun şahs-ı manevisi olduğunu tüm nur taleberini kucaklayan bir hürmet ilkesi olduğunu zübeyir abinin üstaddan tevarüs eden ilkeleri hayata aktarırken gösterdiği nesnelliği gözler önüne seren çok değerli bir makale okudum. Kaleminize yüreğinize sağlık. Ömrünüze bereket.

  • Nejdet pehlivan

    5.4.2021 22:47:42

    Başta Peygamber Efendimiz olmak üzere, dört halife, sahabeler ve onların izi ve çizgisinde yaşayanların vasıfları, nasıl Kur'an esaslarına uygunluğu nisbetinde üstünlüğü tezahür etmiş ise; Nur Talebelerinin üstünlüğü de Kur'an'ın hakiki tefsiri olan Risale-i Nur'a ihlâs ve sadakatla uymaları, yaşamaları nisbetindedir diyebiliriz. Merhum Zübeyir Ağabeyi de temayüz ettiren, bihakkın Nurlara olan sadakati ve hayatıyla ortaya koyduğu istikametidir. ZÜBEYİRİ ÇİZGİ' den kasdın bu olduğunu, saptırmalara yol vermeksizin yazdığınız ilgili makaleler istifadeye medar olduğu için müteşekkiriz. Nurun kahramanlarının hayat hikâyeleri gelecek nesillere birer numune-i imtisal ve şevk unsuru oldukları bedihidir. Bununla birlikte; tefani düsturumuz mucibince şahs-ı maneviyi ön plânda tutup, onun metin hükmü olan meşverete dikkat çekmenin elzem olduğu hususunda da tahşidata devam edelim.

  • İ. Seyda

    5.4.2021 18:24:30

    Merhum Zübeyir Gündüzalp abimizin, bütün ömrünü Risale-i Nur hizmetinin sıhhat ve istikameti için feda etmiş emsalsiz bir Nur kahramanı olduğuna şüphe yok. Risalelerde "Zübeyir sisteminde" ifadesi var. Ama bunu bir "çizgi" gibi görmek yanlış anlamalara neden olabilir. Şöyle soralım: Acaba Zübeyir Gündüzalp Risalelerde fani biri olarak bu ifadeyi kabul eder miydi? Bunun üzerinde durmak ve alacağımız cevaba göre bu ifadeyi şekillendirmek daha doğru olacaktır. Kanaatimce eğer bir çizgiden bahsedilecekse, Zübeyir Gündüzalp’in de, Üstad’ın diğer talebelerinin de tek ve ortak bir çizgisi vardır, o da Risale-i Nur çizgisidir. Onlar, bu harika rengin ortaya çıkmasını sağlayanlardır.

  • Serap

    5.4.2021 16:45:12

    Zübeyir ağabeyin de çok hoşuna gideceğine inandığım bir yazı olmuş. Kaleminize ve yüreğinize sağlık.

  • Demokrat Avrupa

    5.4.2021 15:14:44

    “Şahs-ı manevi” ile eş değerde sözü geçen “Zübeyiri Çizgi” kelimesini tam manası ile anlamayanlara veya yanlış manada kullanmak, hatta bazıların ifrat anlayışından doğan Zübeyir abiyi Said Nursi Bediüzzaman’ın vefatından sonra Nurculuk Hareketinin içinde bir militanmış gibi göstermek veya diğerlerinin de tefrit anlayışından dolayı Zübeyir abinin diğer Üstad’ın talebelerinden hiçbir farkı yokmuş gibi göstermek isteyenlere karşı, ifrat ve tefritten uzak tam yerinde bir yazı...

  • Nura

    5.4.2021 14:41:00

    Bu yazı ittihad ı nuru çağrıştırıyor. Unutmayalım ki ittihad ı nur bilgi ve nur prensipleri olmadan gerçekleşmez.Duygular dışarıya, hikmet içeriye buyur edecek.

  • Hikmet

    5.4.2021 14:10:10

    Nurcuların birliği şahıslar etrafında değil, Risale-i Nurlardaki orjinal hakikatlerle gerçekleşecek..

  • Sezai MUMCU

    5.4.2021 13:36:01

    Peygamberlerin Mucizeleri hakkinda Risalelerde gecen izahat Insanlara calisin bu mucizeler olabilenin zirvesini gösteriyor siz de calisin benzerini yapin diyor. Peki Peygamberlerin SADIK SIRR KATIPLERININ HAL ve AHVALI icin Risaleler ne diyor? Siz de eski ihlasli sadik kullar gibi DAVA icin calisirsaniz HEM DE ESKILER GIBI EZA VE CEFAYA MARUZ KALMADAN PEK UCUZ BIR SEKILDE bu seviyeye gelebilirsiniz diyor. Zübeyir Gündüzalp CALISIP TÜM GAYRETINI BU DAVAYA ADAYARAK O MAKAMA CIKMISTIR ve arkasindan herkese BAKIN BU YOL SIZE DE ACIKTIR DIYOR!

  • Kerem

    5.4.2021 13:15:39

    Güzel yazmışsınız. Ağabey muhabbetlerinin yol açtığı taassuplar artık sona ermiş, inşallah.

  • Osman

    5.4.2021 12:21:25

    Yazı güzel. Ferdiyet i enaniyet olarak algıladım Ferdi yet kaliteli insan demektir Şahsı manevi ferd olmuş ların oluşturduğu topluluktur Nurcuların ayrşması kötü bir şey değil dir

  • Niyazi N.

    5.4.2021 10:03:51

    Üstadın dünyalara değişmeyeceğini söylediği Zübeyir Gündüzalp’in yeri ve önemi, hem şahs-ı manevinin teşekkülünü netice veren umum şûranın tesisi hem Nurların nâşir-i efkarı Gazetemizin hayata geçmesi bakımından da mümtazdır, Yeni Asya Nurcuları için. Teşekkürler hocam, Zübeyir ağabeyi Üstadımızın diğer talebelerinden farklı ama belki en büyük hizmeti olan tarafına dikkat çeken yazınız için ..

  • Zübeyir

    5.4.2021 09:25:59

    Allah razı olsun kaleminize sağlık. Hayatında nur talebelerinin ittihadının (Diğer bir deyişle Nur talabelerinin Hz. Ömer'i) olmuş Zübeyir Ağabeyimizi ihtilaflarla anmak onun ruhunu incitirdi. İnşallah bu manalar ittihada, muhabbete ve uhuvvete medar olur. Nur talebeleri olarak bu manalara ve bunları yaşamaya ihtiyacımız ziyadedir. Hakikat üzere olan şahs-ı maneviyi farklı isimler ile tesmiye ederek bir kısım nasın çekinmesine meydan vermeye gerek yok; zaman en büyük müfessirdir.

  • Abdulcelil

    5.4.2021 08:19:25

    Zübeyri çizgi ile istikamet üzere yaşama ümidiyle.. Elinize sağlık abi

  • Hüseyin

    5.4.2021 08:13:12

    Bütün hal ve gidişatıyla, tecrit altına alınmış üstadının yanında hedefini ve istikametini fiziki ve fikri dış müdahalelere karşı düsturları ve değerleri, benimsemesi yaşaması ve müdafaasıyla hayat tarzını ve tutkusunu Nurlarla biçimlendirmesi ve imani duruşuyla tarihin şahitlik ettiği ender bir şahsiyetlerden biriydi. soyadı gibiydi alptı.. Dünyanın içine gömülenlerin çok olduğu bir yerde O aksine dünyanın içinden doğrularak yüzeye çıktı. Nur bilinci denilince akla gelen ilk isimdi. Risale i nur talebeleri için rol modeldi.

  • Halil İbrahim Karahan

    5.4.2021 06:01:51

    Allah razı olsun abi Rızasına uygun amel nasip etsin.

  • Halil İbrahim Karahan

    5.4.2021 06:01:00

    Allah razı olsun abi Rızasına uygun

  • Halil İbrahim Karahan

    5.4.2021 06:00:16

    Allah razı olsun

  • Haşim Özkan

    5.4.2021 05:56:09

    İman ve kur 'an hizmetini bizlere kadar getiren sarf-ı evvel ağabeyleri içinde bulunduğumüz şuhur-u selasede rahmetle yadediyoruz. Rabbim hepsinin kabrini nur makamını cennet eylesin.

  • Ömer Şevket Sipahi

    5.4.2021 02:03:58

    DEĞERLİ ŞÜKRÜ Bey kardeşimin, son zamanlarda yazdığı en güzel yazılardan biri..Herbir Kur’an talebe ve aşığının hüsn-ü misal olarak alması gerektiğine inandığım kahraman Zübeyr Abiyi çok güzel anlatarak tekrar hatırlatmış... Değerli Şükrü Bey kardeşim ve hocamın kalemine ve yüreğine gelen ilhamı çok ziyade olsun dualarımla birlikte, bu tür kahramanları sık sık hatırlatan yazılarını bekler, tebriklerimi sunarım.....

  • Sertaç Lüser

    5.4.2021 00:53:00

    2016 senesinde siyasal İslam'ın yine hizmetimizi bulandırdığı o dönemde Ermenekte Zübeyir abi için okutulan mevlid öncesi EuroNur'a yaptığımız düşüncemizde Zübeyr'i çizgi demiştik.5 yıl sonra bu söylemin bu yazı ile düzeltilmesine vesile olduğunuz için teşekkürler.Şur'a kuvvet bulsun, Rabbim rahmet eylesin inşALLAH.Bizi de onlara komşu eylesin.

  • Bedreddin

    5.4.2021 00:29:15

    "Nurculuğun şahs-ı manevisine Zübeyir Ağabey’in vefatına kadar, Süfyaniyet nifak eli ulaşamamıştır. Yani masonlar veya Kemalistler birilerini vesile yaparak Nurcular’ın aralarına tefrika koyamamışlardır." Yeniden bu âli hisler kuvvetlenecek diye Allah'tan kuvvetle ümit ediyoruz sizler gibi.Elmas kalemizden dökülen hakikatler daim olsun inşallah.

  • Halim

    5.4.2021 00:22:08

    Evet, Zübeyir abi bütün nur talebeleriinin abisidir..

  • İhsan

    5.4.2021 00:14:51

    Çokça temel ve en önemli prensiplerle Zübeyir abiyi anlatmışsınız. Tebriklet ağabey.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı