"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir şem’a ki Mevlâ yaka, üflemekle sönmez!

Süleyman KÖSMENE
15 Şubat 2016, Pazartesi
Yasin Bey: “Bediüzzaman Hazretleri şöyle diyor: ‘Dünyamı da feda ettim ahretimi de feda ettim.’ Benim sorum şu: Dünyayı feda etmek kavramını anlıyoruz ve inşallah biz de feda edenlerden oluruz. Ama âhiret feda edilir mi? Bu nasıl olur?”

Bu Meş’ale Hakka Aittir 

“Takdir-i Hüdâ kuvve-i bâzû ile dönmez! Bir şem’a ki Mevlâ yaka, üflemekle sönmez!” 

Mevlâ’nın yaktığı bir meşaleyi ne dünyanın maddî güçleri, ne dünyanın karanlık şeytânî desîseleri, ne de dünyanın helâl da olsa câzibedâr nimetleri söndüremediği gibi, bu meşaleyi elde tutmanın karşılığında Allah’ın rızâsından başka hiçbir şey, âhiret nimeti de olsa, Cennet de olsa, Cehennemden kurtulmak da olsa, hiçbir bedel istenmez. Çünkü meş’ale Hakka aittir, Haktan geliyor, Hak için geliyor!.. 

Biz de Hakkın kuluyuz! Ve eğer elimize tutuşturulmuşsa, şükür içinde tutmakla yükümlüyüz!

Biz Allah İçin Varız

Biz Müslüman olarak dünyada da, âhirette de Allah’ın takdirine teslim oluruz, boyun eğeriz. Allah’ın takdirinden râzı oluruz. Şüphesiz Allah’ın lütfundan, fazlından ve rahmetinden Cennete girmeyi istediğimiz gibi, Cehennemden kurtulmayı da isteriz. Bu başka şeydir. Çünkü istemek kul olarak bize düşer. 

Fakat Cennete girmek için veya Cehennemden kurtulmak için yaşamadığımız gibi, Cenâb-ı Allah’tan hiçbir şekilde bu sonuçları dâvâ edemeyiz! 

Biz, “İnnâ lillah ve innâ ileyhi râciûn” (Biz Allah için varız ve Allah’a döneceğiz.)1 âyetinde de ifâdesini bulduğu gibi biz Allah için varız, Allah için yaşarız, Allah için ölürüz ve Allah’a döneriz.  

Çünkü imanımız ve iyi amelimiz Allah’ın ihsanıdır.  

Dâvâ Allah’ın Dâvâsı

Çünkü dâvâ Allah’ın dâvâsı. Şem’a Allah’ın şem’ası. Meş’ale Allah’ın meş’alesi. Din Allah’ın dîni. Biz de günahlarımızla, kusurlarımızla, hatâlarımızla Allah’ın kullarıyız. Biz günahımızı görmekle yükümlüyüz. Tövbe etmekle yükümlüyüz. İyi amel yapmakla yükümlüyüz. Fakat tövbemizi ve iyi amelimizi birer gurur heykeli yaparak Allah’tan hak dâvâ etmek gibi bir konumda değiliz. Yarın âhirette Allah’tan herhangi bir şekilde hak dâvâ etmek için burada bu hizmetin içinde bulunuyor değiliz. Çünkü, üzerimizde şükür borcumuz var. Eksiğimizle, kusurumuzla onu yapmakla meşgulüz. 

İçinde bulunduğumuz hizmet, dünyada hak ettiğimiz için elimize verilmiş olmadığı gibi, yarın âhirette bir hak dâvâ içine girelim diye de elimize verilmiş değildir. Bizim yerimizde pekâlâ Allah’ın başka kulları da olabilirdi ve biz burada olacağımıza pekâlâ batıl bir inanç ve dâvâ peşinde de olabilirdik! Bundan dolayı kendimizi şanslı görebiliriz –bunun için de şükür borçluyuz-; fakat bunu kendi kerametimize veremeyiz.

Rab Olarak Allah’tan Razı Olmak 

Âhireti feda etmek, âhirette herhangi şekilde bir dâvâ peşinde olmayı düşlememek demektir. “Ben, cemiyetin îmânını kurtarmak yolunda dünyamı da fedâ ettim, âhiretimi de.” diyen, ve sözlerinin devamında, “Ben cemiyetin îmân selâmeti yolunda âhiretimi de fedâ ettim. Gözümde ne Cennet sevdâsı var, ne Cehennem korkusu! Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin îmânı nâmına bir Saîd değil, bin Saîd fedâ olsun! Kur’ân’ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa, Cenneti de istemem. Orası da bana zindan olur. Milletimizin îmânını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmaya râzıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül gülistân olur.”2 diyen Bedîüzzaman böylece kendisinin bu dâvâya yaklaşımını özetlediği gibi, bu dâvânın yükünü omuzunda taşıyanların yaklaşımını da özetlemiş, bir yol harîtası çizmiştir. 

Bu yol haritasında Cennet namına hareket etmek yok, Allah rızâsı için adım atmak vardır. Allah’a karşı ne dünyada, ne âhirette herhangi bir şekilde iddiâ sahibi olmak yok, Allah’a şükür borcunu ödeme gayreti vardır. Allah’a karşı naz ve dâvâ peşinde olmak yok, Allah’ın takdirini lütuf bilmek ve Rab olarak Allah’tan râzı olmak anlayışı vardır! 

Dipnotlar:

1- Bakara Sûresi: 156. 
2- Tarihçe-i Hayat, s. 543, 544.

Okunma Sayısı: 9037
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • said dağdaş

    5.2.2019 10:58:12

    “Ben cemiyetin îmân selâmeti yolunda âhiretimi de fedâ ettim. Gözümde ne Cennet sevdâsı var, ne Cehennem korkusu! Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin îmânı nâmına bir Saîd değil, bin Saîd fedâ olsun! Kur’ân’ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa, Cenneti de istemem. Orası da bana zindan olur. Milletimizin îmânını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmaya râzıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül gülistân olur.”

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı