Ankara’dan Fatih Akar: “Bir sohbette tesbihattaki min şerrin nisa, min fitnetin-nisa, minbelâi’n-nisa gibi üç tabirle Allah’a sığınılmasının hikmeti üzerinde duruldu. Bir hoca bunun İsrailiyattan olduğunu, kadını ötekileştirdiğini iddia etti. Bunun yerine “şerrinnas” olmalıydı dedi. Bu iddiaya karşı ne cevap verilebilir?”
DİL VE AKIL MAKSADINI AŞMAMALI
Biz aklımızla her hikmeti düşünebildiğimizi sanırız. Oysa vahyin duruşuna aklımız çoğu zaman kifayet etmez. Böyle durumlarda dilimizi tutma edebini gösterebilirsek kazanırız. Yoksa dilimiz başımıza çok iş açar.
Miraçta Cenab-ı Allah’ın selamını Resul-i Ekrem Efendimiz (asm) “Esselamü aleyna ve ala ibadillahissalihin” ibaresiyle almıştı. Rivayet olunur ki, Hallac-ı Mansur, “Eğer bir gün Hz. Muhammed (asm) ile görüşmem nasip olsaydı, O’na: “Mi’rac gecesinde Allah’ın selamını niçin yalnız kendi ümmetin üzerine aldın? Diğer bütün kâfirler için de alsaydın her halde onlara da merhamet esirgenmezdi derdim.” Dedi. Bunun üzerine Rasulullah’ın (asm) ruhaniyatı tezahür ederek: “Benim Allah’ın iradesinden başka bir şey istememin imkânı var mıydı?” deyince, Mansur niyaz edip özür diledi ise de kabul edilmedi, başını feda ederek sulh olunacağı kendisine söylendi.
O andan itibaren Hallac’ın sanki dili tutuldu. “Enel-hak!” demeye başladı. Bu sözü Allah’ta eriyip yok olma manasında kendine meslek edindi. Ömrü enelhak demekle geçti. Bu yüzden zindana atıldı. Şirkle, zındıklıkla itham edildi. Zindanda dediler ki: “Ben Allah’ın kuluyum de, kurtul!” O: “Ya ben ne diyorum?” dedi ve “enelhak” demeye devam etti. Nihayet idam edildi.
TESBİHATTA SIĞINMA BÖLÜMÜ
Üstad hazretlerinin tesbihatta kadın şerrinden, kadın fitnesinden ve kadın belâsından Allah’a sığınması ne İsrailiyattandır, ne de kadını ötekileştiriyor. Ayrıca nas’ın şerrinden Allah’a sığınılmıyor da değil!
Tesbihatın sığınma bölümünde önce bütün çeşitleriyle ateşten, nardan, Cehennemden; Ardından dinî ve dünyevî fitnelerden, âhir zaman fitnesinden, Mesih ve deccal fitnesinden, dalaletlerden, bidatlardan, belâlardan, nefs-i emare fitnesinden ve bütün fir’avnî nefs-i emmarelerin ortak şerrinden Allah’ı sığınıldıktan sonra kadın şerrinden, kadın fitnesinden ve kadın belâsından Allah’a sığınılıyor.
Şerrinden Allah’a sığınılan zevata sadece insanlar değil, cinler de dâhil edilmiştir: “Min şürûrin-nüfûs-i emmaretil-fir’avniyye” (Fir’avunlaşarak bir şahs-ı mânevî meydana getiren bütün nefs-i emarelerin ortak şerrinden Allah’a sığınırım.)
Bunun içine girmeyen nefs-i emmare yoktur.
Öte yandan Kur’ân ve Hazret-i Peygamber (asm) kadına karşı ümmeti uyarmıyor mu?
“Kadınlar, oğullar, yük yük altın ve gümüş, salma atlar, davarlar ve ekinler gibi nefsin şiddetle arzuladığı şeyler insana süslü gösterildi. Bunlar dünya hayatının ziynetleridir…”1
“Benden sonra erkeklere kadınlardan daha zararlı bir fitne bırakmadım.”2
KADININ DA ŞİKÂYETÇİ OLDUĞU FİTNELER VAR
Arında, namusunda, hayâsında, iffetinde, terbiyesinde, işinde, aşında olan kadın elbette başlar üstündedir. Böyle kadınlar anadırlar, bacıdırlar, kardeştirler, insanlığın harcının
hamurudurlar, mayasıdırlar, değeridirler. Böyle kadınlara Peygamber Efendimiz, “Cennet annelerin ayakları altındadır.” Buyurmuştur.
Böyle nezih kadınlara söz yoktur.
Ancak, bir şahs-ı mânevî meydana getirip Fir’avunlaşan bütün nefs-i emarelerin ortak aklı olan zındıka komiteleri, maalesef, bu ahir zamanda fitne ve fesadında kadının duygularını ve kadının güzellik değerlerini kullanmıştır. Yüz yıldır moda denen sihirli rezillik, çağdaşlık denen büyülü zehir maalesef kadın üzerinde dönüyor. Peygamber Efendimiz’in (asm) işaret buyurduğu “giyinmiş çıplaklığın”3 edep ve iffet değerlerine tercih edildiği bir çağda yaşıyoruz. Sosyolojinin tespitidir ki kadını bozdun mu aile bozuluyor. Aileyi bozdun mu toplum bozuluyor. Kadının iffetsizliğinden, şerrinden, fitnesinden, belâsından sadece erkek değil, kadın da şikâyetçidir.
Dolayısıyla bu metin bir ötekileştirme metni değil, muktezay-ı hale tam mutabık bir dua metnidir.
Dipnotlar:
1- Âl-i İmran Suresi: 14
2- Buhârî Nikâh 17; Müslim Zikir 97 98. Ayrıca bk. Tirmizî Edeb 31; İbni Mâce Fiten 31
3 -Müslim, Cennet 53, (2857), 52, (2128)