Mehrican Gidal: “Yusuf Aleyhisselâm ile Zeliha hakkında evlenmiştir diyenler, hatta Zeliha gençleşmiş diye anlatan hocalar neye dayanıyor. Çünkü ne Kur’ân’da gördüm, ne hadiste gördüm. Bu yaşananların hikmet boyutu nedir?”
İmtihan Şiddeti
İmtihan kişinin ihlâsını, samimiyetini, dirayetini, imandaki kuvvetini ölçen şiddetli bir araçtır. Mü’mine derece kazandırır veya kaybettirir. Hastalıklar da imtihandır, fitneler de, günahlar da… Bazen başaramayacağımız derecede zor sorular, bazen de Allah’ın şefkati ve merhameti gereği, ufak tefek yoklamalar biçiminde geliyor.
Peygamberler öyle yüksek makamları kucaklarında hazır bulmuyorlar. İşin ateşli imtihan boyutundan geçiyorlar ve imtihanı kazanıyorlar. Yüksek rahmetlere ancak o zaman mazhar oluyorlar. İnsanoğlundan imtihana en fazla tabi kılınanlar da peygamberlerdir.
Nitekim hadiste buyurulmuştur ki: “İnsanların en fazla belâya uğrayanları peygamberlerdir. Sonra derecelerine göre veliler ve salihler gelir. Kişi dindarlığına göre belâ ve imtihanlara maruz kalır. Eğer dinine bağlılığı kuvvetliyse imtihanı artar. Fakat dinini hafif yaşıyorsa musîbetler hafif gelir. Kişiye belâlar gelmeye devam eder de, nihayet hiçbir günahı kalmaz.” 1
Yusuf Aleyhisselâm 10-12 yaşlarında önce kuyuya atılarak imtihanına başlıyor. Bir çocuk için aşılması zor bir imtihan! Ardından bir köle olarak Mısır’a satılması! Akabinde yolunun vezirin sarayına düşmesi… Ne kadar inişli çıkışlı bir hayat!
Sonra da bu dünya güzeli gencin karşısına çıkan Züleyha! Görünüşte başarılır bir imtihan değil!
Facia Gibi
Vezirin sarayında başta peygamber değildi. Ancak Cenab-ı Allah onu peygamberliğe hazırlıyordu. İmtihanı bu açıdan zordu! Kur’ân’a göre Züleyha onu arzuladı. O da Züleyha’yı arzuladı. Ancak Allah’ın rahmeti onu bir haram işlemekten alıkoydu. Çünkü Allah onu kötülükten ve ahlâksız bir iş yapmaktan korudu. Çünkü o ihlâs sırrına ermiş bir kul idi. 2
Âyetten anlaşılan, Yusuf Aleyhisselâm’ın başından bir manevî facia geçmiş, ama o bu manevî faciayı Allah’ın inayetiyle burnu kanamadan, bir günaha girmeden atlatabilmiştir. Yani imtihanını alnının akıyla vermiştir. Çünkü teslim etmiştir ki, “günahlar hayat-ı ebediyede daimi hastalıklardır.” 3
Ardından zindan günleri vardır ki ayrı bir imtihan cephesidir. Hapsi Medrese-i Yusufiye yapmış, zindanı mektep eylemiştir. Bediüzzaman. Yusuf Aleyhisselâm’ın bu cephesine hayrandır. Bu hikmetledir ki Bediüzzaman’ın hapishane hayatı da birer Medrese-i Yusufiye olmuş, onunla temas edenler ıslah-ı hal etmişlerdir.
Züleyha’nın günah işlediği veya günah işlemeye meylettiği söylenemez. Çünkü o Müslüman değildir henüz. Müslümanlığın haram helâl sınırları ile mükellef değildir. Mısır dinine mensuptur. Gönlündeki aşk da, Yusuf Aleyhisselâm’ın simasına vurdukça onu güzeller güzeli yapan manevî güzelliğine yönelik vazgeçilmez bir duygudur. Ama bu sınır tanımaz duyguya, Yusuf Aleyhisselâm’ın Allah korkusu geçit vermemiştir.
Yusuf ile Züleyha’nın Evlenmeleri
On sekiz yıl aradan sonra vezirin vefat ettiği, Yusuf Aleyhisselâm’ın Züleyha ile evlendiği şeklinde rivayetler vardır. Züleyha’nın mecazî aşktan İlâhî aşka geçerek kendini tamamen ibadete ve Allah aşkına verdiği ve evlense de artık dünya hayatına değer vermediği şeklinde de anlatılır.
Yine rivayette vardır ki: Evlendikleri gün Züleyha şöyle demiştir: “Ey Yusuf! Bana izin ver, kendimi ifade edeyim. Ben sana meylettiğim için sanma ki, ben yaramaz bir kadınım ve senden başkasına da meylederim! Hayır! Ben sadece sana meylettim! Senden başka hiç kimseye gönül vermedim. Ve bana hiç kimse el uzatmadı. Ben Allah’ın mührü ileyim.” 4
Peygamberlerin hayat hikâyelerine -eğer bir âyete dayanmıyorsa-, sıhhatli olmayan rivayetlerin de karıştığı her zaman düşünülmelidir. Anlatılanların tevhid inancına aykırı olmamasına dikkat etmek yeterlidir diye düşünüyoruz.
Dipnotlar:
1- Tirmizi, Zühd 57; Ahmed b. Hanbel 1,172, 174. 2- Yusuf Sûresi: 24. 3- Lem’alar, s. 331. 4- Tarih-i Taberî, 1/247.