Binbir zahmet, meşakkat ve yüklüce masraflarla üniversite tahsilini tamamlayan yüz binlerce gencimiz, mesleğine uygun iş bulmakta hayli zorlanıyor. Bir yolunu bulan bu genç beyinlerin mühim bir kısmı, çareyi yurtdışına kapak atmakta buluyor.

Bu acı gerçeği sanırım bugün hiçkimse inkâr edemiyor.

Öte yandan hayat devam ediyor ve bilhassa bu genç kitlenin esaslı bir taselliye, akla-mantığa uygun bir tavsiyeye ihtiyacı var. Aralarında bize soran-danışan kardeşlerimize elimizden geldiğince yazılı olsun-sözlü olsun yardımcı olmaya çalışıyoruz. İşte, aşağıda okuyacaklarınız da bu cümleden bazı tavsiyeler olacak.

*

Pandemi dönemine ilâveten başlayan ve dur-durak bilmeden yukarıya doğru tırmanan enflasyon ve buna bağlı olarak artan işsizlik gerçeği, ne yazık ki milyonlarca genç insanımızın geleceğe dair hayalini kararttığı gibi, planını da altüst etti. En azından, gelecek planlarını meçhul bir vaziyete soktu.

Bu belirsizlik hali ise, hakikaten son derece can sıkıcı bir durum.

Askerliğini tamamlayıp teskere alan gençler gibi, okul hayatını tamamlamak üzere olan öğrenciler de, atılmayı düşündükleri iiş hayatına dair endişelerin girdabına yakalanıyor. Yani, hemen bütün genç nüfusun iş arama, iş bulma endişeleri had safhada. Bunu yüzlerinden okuduğumuz gibi, dokunduğumuzda da bu hallerini acı ifadelerle dile getiriyorlar.

Öte yandan, evlenme çağına gelmiş olan gençler, iş bulma derdinde, işini kurma telâşesinde iken, yeni bir aile hayatını kurmayı mecburen başka bir bahara bırakmak durumunda kalıyor. Ayrıca, “Bahar gelecek mi, ne zaman gelecek?” manasındaki sorular da zihinlerini ciddi şekilde meşgul ediyor.

Yine, “Erasmus” ile veya başka bir vesileyle yurt dışına gitmek, ilmini ilerletmek, tahsilini geliştirmek isteyen gençlerin de imkânları çok kısıtlı görünüyor.

Velhasıl, bunlar gibi daha başka maddeler de eklenebilir. Ama, sadece bu maddeler bile, genç kesimin ne derece sıkıntılı olduğunu ve maalesef yer yer bunalım derecesinde dayanılmaz sıkıntılara maruz kaldıklarını gösteriyor.

Bu vahim durumdan çıkış ve kurtuluş yollarını gösterenler ise, hem sayıca az, hem de çoğu yerde bulunmuyor.

Biz de, burada kendi çapımızda yaptığımız araştırma neticesinde, mevcut şartlar içinde sıkıntıları azıcık da olsa hafifletecek, belki bir kısmını ortadan kaldıracak ufuk açıcı bazı teklifleri sunmaya çalışalım. Genç kardeşlerimize şimdilik özetle şunları tavsiye ediyoruz:

* Enerjilerinin en yüksek derecede olduğu şu yaşlarda, vakitlerini asla boş geçirmesinler. Vaktin boşa geçmesi, sıkıntıyı katmerli hâle getirir.

* Fırsat buldukça kitap okusunlar. Okudukça, hem sıkıntıları azalır, hem düşünce ufukları genişler. Sosyal medyada saatlerce oyalanmak yerine, kitap okumak, şüphesiz çok daha verimlidir, faydalıdır.

* Boş yere beklemek veya bir beklenti içinde kalmak yerine, hemen harekete geçmek ve faydalı bazı işlerle meşgul olmak, çok daha doğru bir hareket olsa gerektir.

* Kendilerine iş, meslek, branş, yabancı dil, hatta hobi şeklinde de olsa bir meşguliyet seçmeleri ve bir iş üzerinde odaklanmaları, bugünün şartlarında en hayırlı bir gayret olacaktır: Bu çaba ve gayret, faydalı müzik, spor, resim gibi sanat dalları olabileceği gibi, sanayi, teknoloji, hatta mümkünse tarım ve hayvancılık alanında da olabilir.

* İnsan harekete geçmeden, bir işe el atmadan, herhangi bir işin kenarından-köşesinden tutmadan hayatta başarılı olamaz. Durduk yerde hareketsiz kalarak başarı sağlandığı, sıkıntıdan kurtulma şansı olduğu görülmüş değil. Kaldı ki, durgun insan, durgun su gibi çabuk bozulur. Hareket ise, hem bozulmaktan kurtulmak, hem enerji üretmek demektir.