"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hisleri dirilten sihir: Şiir

Mehmet Asıf Işık
24 Nisan 2022, Pazar
(Gel ey şiir hayata, yeniden)

Tatsız, çirkin ve keyifsiz bir hayat yaşanıyor nicedir; kaba ve haşin! İlkel devirlere reva nobranlık ve hoyratlık hortlamış sanki! Bakmayın etrafın şatafatına, lüksüne, alım ve çalımına. Çoğu yapmacık ve göstermelik; yapan ucuz, alan da, kullanan da. Ne içlerde, ne dışta, ne edâda, ne halde, ne de dilde nezâhetin eseri yok. İnsanımız âdâbı yitireli beri estetik ve zarafet terk-i diyar eyledi bu yerleri.

Bir vakitler şiirler vardı bu beldelerde, şiirlere ruh veren, ruhları incelten mana ile aşk medeniyeti inşa edilmişti; bahçelerinde güller biten ve bülbüller öten. O aşkın ateşiyle yananlar şiirler okur ve söylerdi. O āsûde iklimde, sinelerde şiirlerin hikmetli ve sükûnet veren dingin ruhu gezinirdi. Şiirin sırlı ve şirin sözleri gibi, özü de kalplere sinerdi. Yârenlerle hoşbeş ederken bile arada şiirler dile gelir, şiir gibi aheste yaşanırdı; sâkin, ahenkle, incelikle, içten ve derinden…

***

Derken, makinalar girdi hayata, gürültüyle ve hızlı dönen çarklarıyla. Zaman hızlı akınca devran da hızlandı. Çok kazanma hırsı gözleri kararttı. Çarklar döndükçe ayaklar koştu. Çarklar döndükçe ezdi ve öğüttü güzel olan her şeyi. Duygular boğuldu makinaların uğultuları arasında. Ne etrafa, ne ardımıza bakamaz olduk. Unuttuk yanımız ve yakınımızı, ardımızdan bakıp bekleyenleri!..

Terk ettik sevgileri, sevdiklerimizi, bizi sevip özleyenleri. Hislerimiz de şiirle beraber yavaş ve sessizce ölüyordu. Yıldızlar saklandı gözlerden, baharlar, yağmurlar, yeşili, mavisiyle renkler gizlendi bize. Göremez olduk yazı, kışı, gülü, gülüşü, güzelliği ve güzelce bakmayı. Hazana uğrayan ağaçlar gibiyiz; ayakta fakat ruhsuz!..

Şiir kimsesiz kaldı, kırılıp darılınca vedâ etti koşuşup duranlara, yılgın ve yorgun şehirlere!. Şiir küstü vefasızlığa, hayata güzellik katan tatlarla!..

***

Oysa şiir sözlerin bestesidir;

Kalbe esen ilhamın hendesesidir.

Şair mananın mimarı, hislerin mühendisidir.

Şiir şairin elinde bir gül destesidir.

Şiir, duygu selinin dile gelen sesidir.

Şiir kalp ve ruhun coşkunluğudur; hassas kalplerin kimi zaman hüzün ve hasreti, kimi zaman neşesi ve ümidi, kimi zaman kara sevdaların ağıdı-feryadıdır. Kimi zaman vazgeçilmez tutkudur, kimi zaman utkudur, şanlı bir zafer coşkusudur.

Kalbe gelen hayâl ve ilhamlar aklın cetveliyle ölçülüp pergeliyle çizilir. Gönle akan manalar, içe doğan sezgiler hassas teraziyle tartılır, irfan imbiğinden geçer, derin hislerin engin denizlerinde gezinir.

İlhamlar kolay gelmez çoğu zaman; Şair sever, sezer, özler, elem çeker, hayâl eder, düşünür, çoğu gece uyku tutmaz, sabahlar. Yüreği ateşlere düşer, bazen duyguları dalgalanır isyanlarla çalkalanır, yanar, kanar, kaynar, erir bazen. Döker içini, aşkını, sevgisini, gamını, kederini, nahif hislerini özenle seçtiği sözlere yükler. Kelimeler elele verir, ahenkle hecelere, mısralara, beyitlere dizilir; şiir olur, mâni olur, koşma olur, rubâi olur…

Şair özgür ruhludur; hislerini, derin, derûni ve geniş mānālarla kanaviçe gibi işleyen zeki ve yürekli kelime avcısıdır.

Kalbi hislerine dardır,

Hayâline sınır olmayandır,

Sinesi çağlayandır.

Hak çiğnenince yerinde duramayandır.

Duyguları taşkın ırmak gibi akandır;

Gönlüyle bakar, kalbiyle dinler, feryadı dinmez.

Çok sözü öz eyler, az sözle çok söyler.

Şiir Mevlâna’nın gönlünde ateş, Yunus’un ruhunda sevgi, Bektaş’ın canında nefes, Fuzûli’nin dudağında su, Gâlib’in kalbinde aşk, Akif’in göğsünde iman ve azim, Y.Kemâl’in ikliminde huzur, Nâzım’ın dilinde nizama itirazdır.

Şiir gün oldu gül kokulu Nebi’ye naat oldu, ehl-i beytin ardından mersiye oldu. Hoyrat oldu, bozlak oldu, gün oldu vuslata ümit oldu, gün oldu zorbalara isyan oldu, gün oldu aşklara şarkı, yâr hasretine yakılan türkü oldu.

***

Hülâsa, şiir söz san’atlarının en asil olanıdır; sözün ve fikrin hüsün ve cemâlle, yani sanatın ruhu ve özü olan estetikle cilâlanıp parlatılan göz alıcı nâzenin çiçeğidir.

Dedim ya, şiir sözlerin bestesidir; şairin elinde gül destesidir.

Artık şiirle barışıp yaşanan şu yaban hayatın kalbine koyalım. Şiirlerle şiir gibi yaşamalı; şairlerin gözüyle kalplerden bakıp güzeli, inceyi ve incelikleri görmeli. Kurumuş duygulara can değsin, içimize bahar gelsin; gönül bahçelerimiz yeşerip çiçeklensin. Hisler şiirle, şiirin sihriyle yeniden dirilsin.

Okunma Sayısı: 1528
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Necati

    24.4.2022 17:22:02

    Ruhlarımızın ilhamsızlık batağında kurumaya yüz tuttugu, duyguların iyice köreldigi, ahir zaman fitnesinin sevgi ve muhabbete darbeler vurduğu son yıllarda şiirde, şairde çok yaralar aldı. Ilham kaynakları kurumaya yüz tuttu adeta. Bu yazınız inşaallah ilham güllerinin Gönüller de bir tomurcuk olarak yeniden yeşermesine vesile olsun. Tebrik ediyorum, Allah razı olsun.

  • Nahit Topaloğlu

    24.4.2022 05:08:42

    Mâşâallah kardeşim,İfade sağlamlığı ve noktalama hassasiyetiyle çok çok güzel bir yazı olmuş. Tebrik ediyorum. Su gibi akan bu sağlam yapılı denemede, bir zellecik gibi nazarıma takılan cümle: "Şiir gün oldu gül kokulu Nebi’ye naat oldu, ehl-i beytin ardından mersiye oldu." Bu cümle söyle olsaydı daha mı hoş olurdu acaba: "Şiir, gün oldu gül kokulu Nebi’ye naat; dilhun ehl-i beyte mersiye oldu." Bâki selam ve muhabbetlerimle. Fî emânillah!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı