Zira söyledikleri CHP klasiğini sarsıyor.

Ama asıl CHP klasiği üzerine vurarak sorumsuz siyaset yapmak isteyen iktihalefeti sıkı sıkı sarıyor ve sarsıyor.

Bu proje kendisinin ürünü ise Sayın Kılıçdaroğlu bizzat tebriki hak ediyor.

Yok eğer bu proje CHP muhalifi birilerinin dediği gibi bir “uluslar arası proje” ise yine desteklenmeyi hak ediyor. Zira doğru “doğrudur”.

“O kafa”ya göre bu proje sahiplerinin amacı AKP’yi gözden düşürmek. Zira “Abdülhamit eşittir devlet” diyerek büyüyen “o koca kafa”ya göre “AKP eşittir devlet”.

Hâlbuki AKP’yi bu yolla “gözden düşürmek” meşrudur ve hatta gereklidir.

Zira bu akım CHP’yi de bir çevrime dahil ediyor. Şu söze dikkat ediniz: “28 Şubatçıların açtığı yaraları sarıp helalleşeceğiz.”

“Başkasının açtığı yarayı sarmak da bizim işimiz olmalı ve olacak” diyebilmek aslında iktidardaki uyanıklara da bir ders.

Zira iktidardakiler çetrefilli konularda muhalefetmiş gibi konuşmakta ustalaşmışken muhalefettekinin aslında sahip olmadığı iktidarın sorumluluğunu alması alkışlanacak bir tutum.

Yıllardır muhalefette olan bir partinin, vesayet odaklarınca planlanıp icra edilen ve meşru iktidarları ve seçmenlerini sınırlamaya yönelen antidemokratik icraatlardan sorumlu tutulması aslında garipti.

Bu çelişkili tutum muhtemelen Türkiye’ye has bir durumdu.

Muhalefetteki CHP’nin vesayet odaklarının zalimane icraatını alkışlayıp desteklemiş olması elbette helalleşme gerektirecek büyük günahlardan sayılır.

Bilhassa ana muhalefet partisi olarak Anayasa Mahkemesini tahrik edip Meclisi kilitlemesi ciddi bir antidemokratlık göstergesi idi.

Ama gelinen aşamada bunları özür dilenecek ve helallik istenecek hatalar olarak görmek aslında kıymetli. Bu sebeple, helalleşebilene helal olsun.

Bu yazdıklarımızın yanlış anlaşılma riski içerdiğinin şuurundayız. Bu sebeple şunu da ifade edelim.

“Hangi parti daha demokrattır” sorusu her zaman önemli.

Ama “parti siyaseti”nin “cereyan siyaseti” ile uyumsuzluğunun had safhaya çıktığı günümüzde galiba “hangi partideki kim daha demokrattır” sorusu daha fazla önemli hale geliyor.

Milletin “en demokrat” olan partiyi bulmasını sağlamak demokrasiye hizmet adına önemli bir vazife ve bu görev bizde.

Ama asıl gündemimiz, neredeyse bütün partilerde dağınık halde bulunan demokratları bulup önlerini açarak öne çıkarmak ve bir araya gelip sinerji oluşturabilmeleri için fikren destekleyip beslemek ve motive etmek olmalı.

Siz Yeni Asya okuyucularına bilhassa yerelde büyük görev düşüyor.

Siyasetçileri ziyaret edip “rakibiniz değiliz, siyasetinize karışmıyoruz ve karışmayız, iktidar olup devlet yönetmek ve olamıyorsa muhalefet olup yönetimi denetlemek sizin işiniz, ama önce lütfen birleşiniz” diyerek motive etmek de sizin işiniz.