Sınırötesi harekâtlarda yüzlerce şehit verdiğimiz terör saldırıları, terörü türeten bataklığın yanısıra küresel emperyallerin terörle bölge üzerindeki tefrika projelerini gündeme getiriyor.
Öncelikle “Tarih Notları: Bir Orta Doğu Tarihçisinin Notları” adı altında piyasaya sürdüğü çalışmasında Bernard Lewis’in “din, mezhep ve etnisite üzerinden bir ‘yeni Ortadoğu haritası’ önerisinin, Fas’tan Afganistan’a yirmi iki İslâm ülkesini mezhebi ve etnik iftiraklarla bölüp parçalama hedefli ‘Siyonist proje’ye tam tekabül etmesinin tesâdüf olmadığı belirtiliyor.
Ve “İngiliz Gizli Servisi’ndeki görevi nedeniyle II. Dünya Savaşı`nda ve ardından gönderildiği Orta Doğu’nun yeniden şekillenmesinde, Arap-İsrail Savaşı’nda, Afganistan’da, İran Devrimi’nde ve Irak’ın işgalinde tarihin aktörü olarak rol oynayan” Bernard Lewis’in “federatif/eyâlet komplosu”nu açığa çıkarıyor.
“ORTADOĞU BİRLEŞİK DEVLETLERİ’ ANA PLÂNI”YLA
Bu hususta, “Başkanlık sistemi ve federatif yönetime geçiş”i yorumlayan gazeteci Ömür Çelikdönmez’in, “federatif/eyalet sistemi”nin ilk kez Amerikan Başkanı’nın “bizim çocuklar başarmış” diye arka çıktığı 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası “darbe konseyi” olan Milli Güvenlik Konseyi Başkanlığı’ndan 7. Cumhurbaşkanlığı’na geçiş yaptırılan ihtilâl lideri Evren tarafından dile getirildiğine dair değerlendirmeleri kayda değer. (Dikgazete, 28.12.23)
Keza 10 Mart 1981 tarihli Genelkurmay Başkanlığı’nın “özel jeopolitik inceleme - 12 Eylül 1980 sonrası tedbirleri ve Türkiye’mizin Yakın Geleceği üzerine bir rapor denemesi”nde “federasyon planının siyasi karar değil, TC Genelkurmay Başkanlığı projesi” olarak ortaya atılması ve “12 Eylül darbesi ortamı”nda 8. Cumhurbaşkanı Özal döneminde federasyonun idari, siyasi, ekonomoik ve askeri çözüm” iddiasını nazara vermesi çarpıcı.
Talabani’nin Mayıs 1996’da “En büyük hayalim İstanbul’un başkent olduğu ‘Ortadoğu Birleşik Devletleri’dir” açıklaması da, “bölgesel federasyon/eyâlet”teki menhus maksadı ortaya koyuyor. (Aylin D.M., www.turkishnews.com. tr, 11.62011)
Bu açıdan aynı makaledeki “Gelini Yahudi olan ve oğlu Qubad Talabani ABD Kürt Lobisinin başına yerleştirilen, Barzanilerden sonra Kürt Yahudilerinin en çok güvendiği, Amerika ve Siyonizme ettiği hizmetlerden dolayı Haşemi varislerine alternatif olarak Irak’ın başına Cumhurbaşkanı olarak atanan Kürt Celal Talabani’nin ‘hayalim’ diye tanımladığı, İstanbul’un başkent olarak tasarlandığı ‘Ortadoğu Birleşik Devletleri’ yavaş yavaş şekilleniyor…” değerlendirmesi dikkat çekici. (a.g.g.)
“TEK KİŞİLİK REJİM”İN ARKA PLÂNI…
Ve artık herkesin mâlumu olan CIA eski Türkiye şefi Paul Henze’nın 2006 yılında Beyaz Saraya sunduğu ve “CIA’nın eski kirli bir planı” olarak bilinen “Türkiye raporu”nda ‘Bu şekliyle (parlamenter sistemle) Türkiye’nin Amerikan politikalarının yanında olacağından emin olamayız. Sıkı denetim mekanizmalarından dolayı “Hükümeti ikna ettiğimizde Meclis; Meclisi ikna ettiğimizde ordu; orduyu ikna ettiğimizde yargı karşımıza geçebiliyor. Eğer Amerika’nın çıkarı Türkiye’de bir federalizm, yani federal devlet kurulması ise, ana planımızda bu federasyonun adı bile konulmuşsa mutlaka ve öncelikle yargı, ordu, meclis ve hükümeti tek elde toplayan başkanlık rejimine Türkiye’de geçilmelidir. Bir kişiyi ikna etmek, birbirini denetleyen yapıyı ikna etmekten çok daha kolay olacaktır. Eğer o bir kişi Amerikan çıkarlarına yardım etmek konusunda tereddüt ederse, Irak örneğinde olduğu gibi bir kişi üzerine kurulmuş yapıyı yıkmak Amerika için sorun olmaz…” önerisi Türkiye’ye dayatılan “tek kişilik rejim”in arka plânını açığa çıkarıyor. (27.2.17, www.gundeminiz.com)